İstanbul'daki Saraylar

Dolmabahçe Sarayı, Karaköy'den İstanbul Boğazı'na uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alan saray.


İstanbul ili Üsküdar ilçesi Beylerbeyi’nde bulunan Beylerbeyi Sarayı’nın bulunduğu yer ve arkasındaki geniş alanlar tarihte İstavroz Bahçeleri ismi ile tanınıyordu. İstanbul’un fethinden XIX. yüzyılın başlarına kadar geçen süre içerisinde İstavroz Bahçeleri şehrin önde gelen mesire yerlerinden birisi idi. Fatih Sultan Mehmet bu geniş araziyi Mir-i Alem’e temlik etmiş sonra da bu arazi vereseden geri alınmış ve Emlak-ı Hümayun’a katılmıştır.


Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir. Konumu, Haliç'i, Boğaziçi'ni ve Marmara denizi gören, İstanbul'un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir.


Haliç ve Boğaziçi'nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan'da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan'a yaptırılmıştı. 4 yılda 4 milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı.


İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde bulunan Yıldız Sarayı, deniz kıyısından başlayarak, kuzeye doğru yükselen tüm yamaçları ağaçlarla kaplı 500.000 m2 yüzölçümü olan koruluk ve bahçeler içerisindeki köşklerden, saraylardan ve çeşitli yapılardan meydana gelmiştir. Sarayın bulunduğu “Hazine-i Hassa”ya kayıtlı bu arazi Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılmaktaydı.


İstanbul’un fethinden sonra Osmanlıların yapmış olduğu ilk saray Beyazıt’ta Süleymaniye ile Beyazıt Camisi arasında bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bazı bölümlerinin içerisinde bulunduğu alandadır. Araştırmacılar tarafından sarayın bulunduğu alanda bir manastır kalıntısının veya senatonun kalıntılarının bulunduğu iddia edilmiştir. Ancak bu iddialar yeterince aydınlatıcı değildir.


Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde bu sarayın adını Üsküdar'ın ünlü sarayları arasında zikretmiştir. Fakat yerini belirtmemiştir. Sarayın 1645 tarihlerinde yapıldığı sanılmaktadır.


İstanbul ili Eminönü ilçesinde, Sultanahmet Camisi'nin güneyinde, Hipodromdan Marmara Denizi’ne kadar uzanan 100.000 m2’lik alanı Bizans’ın Büyük Sarayı kaplamıştır. Burada birbirlerinden ayrı olarak Bukaleon, Hormistas, Mangan ve Dafne gibi küçük saraylar yaptırılmıştır. Büyük Saray çeşitli yapılar, tören salonları, kiliseler, bahçeler ve oyun yerlerinden oluşan küçük bir şehir görünümünde idi.


İstanbul ili Üsküdar ilçesinde, Harem ile Salacak iskeleleri arasında bulunan bu saraydan günümüze hiçbir iz gelememiştir. İstanbul’un fethinden sonra yapılmış olan Eski Saray ve Topkapı Sarayından sonra Osmanlıların yapmış olduğu üçüncü büyük saraydır.

Harita Üzerinde İstanbul'daki Saraylar