Sarayın Doğancılar Meydanı civarında olduğu sanılmaktadır. Evliya Çelebi, "Ak Mehmet Paşa Sarayı"nın Üsküdar'ın en görkemli yapılarından biri olduğunu belirtmiştir. Çelebi, Paşa'nın yakın dostu olup onun Azak Kalesi Muhafızlığı sırasında kendisine misafir olmuştur. Bu sırada Mehmet Paşa'nın azli vuku bulmuş ve beraberce bir çok yol meşakkatinden sonra Edirne'ye gelmişlerdir.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'ya yapılan müracaat üzerine Paşa: "Ak Mehmet Paşa bir müneccim adamdır. Varsın İstanbul'da bir zaman fal açıp, bakla salıp, talihini yoklayıp bir mansıp tedarik ede. Durmayıp İstanbul'daki sarayında usturlap ilmine mukayyet olsun" diyerek onu Edirne'den uzaklaştırmıştır. Sicilli Osmânî'ye göre, Mehmet Paşa Enderun'dan yetişmiş ve 1060 (1650)'de vezirlikle Şam valiliğine tayin olunmuştur. Ramazan 1065 (Temmuz 1655)'te Bağdat, sonra Trabzon ve Azak Muhafızı oldu. Yine aynı yazarın ifadesine göre Mehmet Paşa; "1075 Ramazan'ında (Mart 1665) Ankara valisi olduysa da hareketinden evvel Kefe'de vefat etmiştir. " Oysa Paşa, 1077 Zilkadesinin onyedinci günü (11 Mayıs 1667) tarihinde Evliya Çelebi ile İstanbul'a gelmiştir. Çelebi burada 8 ay kaldıktan sonra "1078 senesi Recebinin onuncu günü (26 Aralık 1667) bütün ahbablar, Ak Mehmet Paşa ile vedalaşıp Girit gazasına" gitmiştir. Mehmet Paşa, Azak Kalesi burçları üzerinde, Don Nehri'ne karşı "bir teferrücgâh ve bir kasr-ı zîba" inşa ettirmiştir.