Müzedeki Erken Tunç Döneminden Bizans Dönemine kadar değişik dönemlere ait arkeolojik eserlerin çoğu Bergama ve çevresinde yapılan kazılardan çıkmıştır. Civardaki antik yerleşimlerden çıkan buluntular içinde Pergamon heykeltraşlık ekolüne ait örnekler, Pitane ve Gryneion'dan gelen Arkaik Dönem buluntuları, Myrina terracottaları dikkat çekmektedir.
Müzemiz, haftanın 6 günü yazın 08:30-17:30; kışın ise 08:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Bina, 19. yüzyılda Neoklasik tarzda, meyilli bir teras üzerine inşa edilmiştir. Bunun 1831 yılında ilkin hastane olarak (St Roch Hastanesi) kullanıldığı; 1845 yılında Fransızlar tarafından onarılarak fakir Hıristiyan aileleri için bir bakımevine dönüştürüldüğü bilinmektedir. Aynı bina daha sonra Hıfzısıhha Müessesesi ve Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmıştır.
İzmir'de ilk arkeoloji müzesi üç senelik eser toplama ve derleme çalışmalarından sonra 1927 yılında Basmane semtinde bulunan Ayavukla (Gözlü) Kilisesi'nde ziyarete açılmıştır. 1951 yılında Kültür parkta ikinci bir arkeoloji müzesi daha hizmete girmiştir. Çevresindeki antik kentlerden gelen eserlerin yoğun olmasından dolayı yeni bir müzeye ihtiyaç duyulmuştur.
İzmir, 1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerindedir ve 1875-1880 yıllarında halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. 9 Eylül 1922'de sahibi tarafından terkedilmiş ve hazinenin mülkiyetine geçirilmiştir. İzmir'e giren Türk ordusu burasını karargâh olarak kullanmıştır. 17 Şubat 1923'te İzmir İktisat Kongresi toplandığında Atatürk şahsi çalışmalarını burada yürütmüştür.
2004 Yılında Kültürparkta hizmete giren İzmir Tarih ve Sanat Müzesi Taş Eserler Bölümü, Seramik Eserler Bölümü ve Kıymetli Eserler Bölümü olmak üzere üç bölümde ziyaretçilerine İzmir ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eşsiz güzellik ve değerdeki eserleri sunmaktadır.
İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 09 Eylül 1952 yılında Kültür Park içerisinde galeri olarak açıldı, daha sonra Atatürk Bulvarı’ndaki yerine taşınan galeri , plastik sanatlar alanında devletin İzmir’e yaptığı ilk hizmettir
İzmir çağlar boyunca Asya, Orta Doğu ve Anadolu'nun batıya açılan kapısı oldu. Ticaret yoluyla taşınan malların yanı sıra kültür de doğudan batıya taşındı. Kültürün en yüksek düzeyde olduğu dönemler, ticaretin de en yoğun olduğu dönemlere rastlar. Bu nedenle ticaret ve kültürün birbirini tamamlayan vazgeçilmez iki unsur olduğunu söyleyebiliriz. MÖ.
Bodrum kat üzerine bir zemin kattan ibaret olan ve çadır formu verilerek yapılan müze tek bir salondan oluşmaktadır. Etnografya Müzesi olarak yapılan binada mevcut etnografik malzemelerin yanı sıra bölgeye ait arkeolojik eserler de teşhir edilmektedir.