Gaziosmanpaşa Caddesi üzerindedir. Moğol Emirlerinden Sentimur oğlu Nurettin'e aittir. 1314 yılında yapılan türbeye halk "Demirlengin oğlu (Timurleng benzetmesi) Türbesi" demektedir. 1935 yılında restore edilen türbe bugün yeşil ve çiçekli bir alan içindedir. Üç adet kitabenin bulunduğu türbe kesme taştan, olup kare mekân üzerine tuğladan örülmüş sekizgen yıldız planlı, tromplu külahla örtülüdür.
Gaziosmanpaşa Caddesi üzerinde bulunan Sümbül Baba Mescit ve Türbesi, Muineddin Pervane'nin kızı Safiyeddin'in, bağışlanmış kölesi olan Hacı Sümbül tarafından 1292 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi, Sümbül Babanın Hacı Bayram Veli'nin öğrencisi ve Hacı Bektaş Veli'nin halifesi olduğunu yazmaktadır. Selçuklular zamanında yazılmış kitabesine göre, Sultan II .
Halit Mahallesi’nde Sulu Sokak üzerindedir. 1233 yılında Selçukluların önemli devlet adamlarından birisi olan Ebul Kasım bin Ali el Tusi (Necmeddin Tusi de denilmektedir), sağlığında bu türbeyi kendisi için yaptırmıştır. Binanın cephesindeki sivri alınlıklı iki dikdörtgen pencereyi süsleyen geometrik motifli çini bezemeler ve üstlerinde yer alan çini ile yazılmış ayetler ilgili çekicidir.
Meydan Mahallesi’nde, Meydan Camii’nin güneyinde yer almaktadır. İçerisinde Eretna (Ertena) Beylerinden Alaaddin Ali Beyin oğlu Pir Ahmet Bey ve ailesine ait biri ağaç ve onikisi mermer sanduka, türbe çökme tehlikesi gösterince müzeye kaldırılmış; daha sonra moloz taştan yapılmış kemerli çatı çökmüştür. Bir görüşe göre türbe, Şehzade Mehmet Çelebi'nin kardeşi Süleyman Çelebi ile yaptığı taht mücadeleleri sırasında ölen adamlarından Horozoğlu Ahmet Bey’e aittir.
Meydan Mahallesi’nde bulunan mescidin 1288 yılında yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Üzerindeki kitabeden yapıyı Vezir Ahmet Paşa’nın tamir ettirdiği anlaşılmaktadır. Öndeki kubbeli oda türbedir.1939 yılındaki şiddetli depremde zarar gören mescit, yakın tarihlerde aslında uygun olarak onarılmıştır.
İvaz Paşa Mahallesi’nde bulunan türbeye, "Baş Ağrısı Türbesi” de denilmektedir. Kitabesinin iki başı kırık olduğundan türbenin kime ait olduğu belli değildir. Ancak sağlam kalan bölümünden İlhanlıların son Hükümdarı olan Sultan Ebu Sait zamanında (1318) yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yeşilırmak Köprüsü başında yer alan türbenin 13. yüzyılda Mesut bin Keykavus tarafından imaret olarak yaptırıldığı tahmin edilmektedir. İçindeki mezarın kitabesi olmadığından burada yatan zatın kim olduğu bilinmemektedir. İki bölümden oluşan yapının duvarlarında çini süslemeler vardır.
Ali Paşa Camii bahçesinin doğu tarafında yer alan türbe Selçuklu tuğla işçilik ve tekniğinin güzel örneklerinden birisidir. Kitabesi kayıp olan yapının 13. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir.
Camii Kebir Mahallesi’ndedir. Halkın "Kömlekli Baba" dediği türbe, 1251 yılında Ebu Bekir bin Lokman tarafından, yaptırılmıştır. Türbedeki mezarlarda kitabe olmadığından kimlerin yattığı anlaşılamamaktadır. Ancak bunlardan birinin Kasaphane çeşmesini yaptıran Sefer Paşaya ait olması muhtemeldir. Kesme taştan yapılmış ve üzerinin ahşap olduğu zannedilen mescit tamamen yıkılmıştır.
Tokat'ın güneydoğusundaki tepede yer alan Erenler mezarlığının hemen yanındadır. Türbenin kesme taştan yapılmış kare mekânı üzerine tuğladan örülmüş kubbe oturtulmuştur.
Niksar ilçe merkezinde modern kent yapıları arasında kalmış olan türbe tuğla ile örülmüş anıtsal bir kümbettir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmekle birlikte, 13. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Özenli tuğla işçiliği ile dikkat çeken sekizgen planlı türbenin piramit külahı yıkılmış, saçak çıkıntıları ve tuğlu kubbesi kalmıştır.