İznik’in doğusunda, Lefke Kapısı yakınında bulunan Yeşil Camiyi Çandarlı Hayrettin Paşa adına Mimar Hacı Musa 1378-1391 yılları arasında yaptırmıştır. Caminin yapımına Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından başlanmış, Onun ölümünden sonra oğlu Ali Paşa 1391-1392 yıllarında tamamlamıştır. Erken Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından olan Yeşil Cami, tek kubbeli, merkezi camilerin gelişmiş örneklerinden biridir.
Kare planlı caminin önünde iki mermer sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri sütunları birbirlerine ve duvar uzantılarına yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Bu sütunların 1 m. arkasında birer tane başlıklı sütun daha bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kesme taş kemerlerle bağlanmıştır. Bu tür stalaktitli söveler ve çift sütun sistemi büyük olasılıkla Bizans mimarisinden esinlenilmiştir. Revağın üzeri çapraz tonozlu, yüksek sekizgen kasnak üzerine oturmuş kubbelerle örtülüdür. Yanlarda kalan bölümlerin üzeri de ayna tonozludur. Giriş kapısı stalaktitli, profilli mermer sövelerle sınırlanmış olup, üzerinde Arapça yazılı kitabesi bulunmaktadır:
“Bu mescidin yapılmasını ulema ve vüzeranın meliki olan Hayreddin Paşa kabri nurlansın yedi yüz seksen senesinde (H.780-M.1378- 1379) emretmiştir. Tamamlanması ise yedi yüz doksan dört senesinde (H.794-M.1391-1392) gerçekleşmiştir. Yapan Hacı Musa”.
Caminin İbadet mekanına açılan, kenarlarında birer kum saati motifi bulunan sütunlu kapı kemeri renkli ve beyaz mermerden yapılmış olup, üzerine stalaktit yastıklı sivri bir kemer oturtulmuştur. Buradaki iki kemer arasına da sülüs yazı ile caminin yapım kitabesi yerleştirilmiştir:
“Cenabı Hak´ka ham dolsun, bu şerefli imareti sırf rizai ilahiyi tahsil maksadıyla büyük melik şehabüddünya veddin merhum Orhan Bey oğlu Murad Bey zamanında ve millet ve dinin hayırlı evladı Cendereli Ali oğlu Halil yedi yüz seksen (H.780 - M.1378-1379) tarihinde inşa ve imar ettirmiştir”.
Caminin ibadet mekanına üç basamaklı merdivenle bir sahanlık aracılığı ile girilmektedir. Dikdörtgen planlı olan bu sahanlık, sütunlar ve kemerlerle üç bölüme ayrılmıştır. Ortasında sekiz dilimli bir kubbe bulunmaktadır. Kare planlı ibadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülüdür. İçerisi kubbe kasnağında ve ana duvarlardaki üstte dört, altta da on pencere ile aydınlatılmıştır.
Mihrap nişinin üzeri stalaktitli olup, bunun en üst sırasında istiridye motifleri yer almaktadır. Bunların altında zencerek motifli bir kuşak bulunmaktadır. Mihrap nişinin ortasında ise yıldızlardan oluşan bir madalyon bulunmaktadır. Bunun üzerine de üç dilimli ve 12 yapraklı bir çiçek motifi yerleştirilmiştir. Mihrabın iki yanında geometrik geçmeler yer almaktadır. Ayrıca mihrabı çevreleyen sütunçelerin üzerinde geçmeli bir şerit, örgü motifleri, kıvrık Rûmiler bulunmaktadır. Mihrabın en üstü de düz bir pano ile ikiye bölünmüştür. Burada da üstü dal ve kıvrık rûmili, altında da üç sıra halinde stalaktitler görülmektedir.
Caminin minaresindeki çini süslemelerinden ötürü Yeşil Cami ismi ile anılmasına neden olmuştur. Ana mekanın kuzeybatı köşesindeki minarenin kare kaidesi üzerinde gövdesi çokgen prizma olarak başlar, yuvarlak gövdeli olarak devam eder, tek şerefe ve konik bir külahla tamamlanır. Minare bir sıra stalaktitli mermerden yarı altıgen şekillerle dekore edilmiştir. Silindirik minarenin bilezik kısmı ile taş süslemeleri arasına frize ve lacivert çinilerden oluşturulmuş bezemeler yerleştirilmiştir. Bunların ortasında da altı köşeli yıldızlar birbirini izlemiştir. Çinilerin yanında sırlı tuğlalar da kullanılmış ve gövde zikzak, zencerek motifleri, altıgen geçmelerle görkemli bir konuma getirilmiştir. Şerefe korkuluğu bir dizi lacivert ve bir dizi firuze çinilerle dekore edilmiştir. Petek kısmında da balık sırtı motifler görülmektedir. Şerefe altı da stalaktitli çinilerle kaplanmış olup, bunların arasındaki kare panoların yüzeyleri yıldız geçme motifleri ile bezenmiştir.
İznik’in Yunan işgali sırasında harap edilen cami Cumhuriyetin ilk yıllarında onarılmıştır. Bunun ardından 1956-1969 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce geniş çapta onarılan camiyi bugünkü konumuna Y. Mimar Süreyya Yücel getirmiştir. Bu onarım sırasında minarenin çinileri bütünüyle sökülmüş ve yeni baştan orijinal şekline uygun olarak yapılmıştır