Uşak kelimesi; Çağatay Türkçe’sinde “Oğul,Torun” , Arapça’da “Aşıklar” ,halk dilinde ise “Esir,Köle” olarak üç anlam ifade etmektedir.Bir yer adı olarak Uşak, ne Anadolu’da Türklerden önce yaşayanların verdiği bir adın uzantısı,ne de Türkçe bir kelimedir.Uşak adının birden çok anlamı olmasına rağmen bir yerleşim bölgesine isim olarak verilmesi arasında bir bağlantı kurmak güçtür.Evliya Çelebi Seyahatnamesinde şeddeli olarak verdiği bu yer adını veriliş nedenini şöyle açıklamaktadır. Bazen “Uşşak” bazen de “Uşak” şeklinde yazılan şehrin adı hakkında bir takım efsanevi rivayetler bulunmaktadır.Bu rivayetlere göre şehrin güneyindeki Mende Köyü büyük bir kasabadır ve adı Menos’tur. Oğuz Türkmenleri buralara inince Menos’u istila etmişler ve adını “Mende” diye kendi hançerelerine kolay gelecek şekilde değiştirmişlerdir. O zaman Uşak’ın olduğu yer boştur ve Mende beyinin mandırasıdır. Mandıraya oğullarını oturtmuştur.Bey mandıraya her gidişinde oğullarını murat ederek “Ben Uşak’a gidiyorum” haberini bırakır. Bolca tekrarlanan bu deyim, bir semt ismi olarak buralara alem olur kalır.Başka bir rivayete göre de Mende köyü yine büyük bir şehir ve Uşak’ın olduğu yer Mende beyine ait bir mandıradır.Mende beyi buraya yedi kişilik yönetici,bakıcı bir topluluk oturmuştur.Zamanla anlar ki ,bu yedi kişinin her biri bir dalda aşık insanlardır.Kimisi işine aşık,kimisi sanatına aşık,kimisi de manevi hasletlerine,ruh yüceliğine malik aşıklar ortada bir sekizinci aşık daha vardır.O da bizzat beydir.Bey, mandıradaki bu yedi aşık’ın aşklarına aşıktır.Ve içinden biricik güzel kızını bunların en küçüğüne vermeyi geçirmektedir.Fakat kızının gönlünü bilmeden tereddüt etmektedir.Bir gün içinden geçeni kızına açar ve öğrenir ki kızı da o yedi aşıktan en küçüğüne aşık.Babanın ve kızın katılmaları ile sayıları dokuza çıkan aşıklar,mandırada dokuz gün süren düğün yaparlar.Mende’den göç ederek buraya yerleşirler.Dokuz aşıkın yerleştikleri bir yerde,yakışan ismi kendiliğinden alır.
Uşak adının konulmasının sebebi;daha kaynaklarda tespit edilememiştir.Ancak “XI.yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’ya gelen ve XII. Yüzyılın ikinci yarısından,özellikle son çeyreğinden itibaren kendi şartların yaratan Selçuklu çağının oluşturduğu bir iskan yeri,yani bir Türk şehri olsa gerektir.” 1255 tarihinde yaptırılan Çanlı köprü Uşak’ın Selçuklular devrinde meydana gelen bir tür şehri olduğu tezini güçlendirmektedir.
Antik dönemdeki adı "Temenothyrea" olan Uşak, İç Ege Bölgesinde Batı ve Orta Anadolu'yu birbirine bağlayan bölgede yeralmaktadır.
Yaklaşık M.Ö. 4000'den sonra yerleşik düzenin görüldüğü alanda kesintisiz yerleşimin eski Tunç Çağında başladığı tespit edilmiştir.
Tarih çağlarından önce Frigya, sonra Lidya hakimiyeti ve M.Ö.330'da Büyük İskender'in hakimiyetine girer. M.Ö. 189'da Roma İmparatorluğu, M.S. 395'te ise imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğuna geçmiştir.
1071'den sonra yöre Selçuklullar ile Bizans arasında değiştirilmiştir. 1176'da bölge kesin olarak Selçuklu hakimiyetine girmiştir. Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla Germiyan Beyliğine, 1429 yılında ise Osmanlı topraklarına katılan Uşak, Kütahya sancağına bağlı bir kaza olmuş, Cumhuriyet döneminde ise 1953 yılında il merkezi haline gelmiştir.