Kayseri İlinin hem nüfus hem yüzölçümü bakımından en büyük ilçesi Kocasinan ilçesidir. İlçe 07.12.1988 tarihinde 3508 Sayılı Kanun ile il merkezinden ayrılıp, ilçe olarak teşekkül etmiştir. İlçe Kaymakamının ilk defa 11.09.1989 tarihinde göreve başlaması ile ilçe fiilen faaliyete geçmiştir.
Kocasinan ilçesinin müstakil bir tarihi yapılaşması yoktur. Çünkü Kayseri şehrinin bünyesinden doğduğu için Kayseri ilinin tarihi yapısı içindedir. Bu sebeple ilçenin tarihi yapısı şehir merkezi tarihi yapısı içinde ele alınmalıdır.
Kayseri şehri klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgede olup, (M.Ö. 2000-1750) tarihlerinde Hitit Şehir Beyliklerinin hakimiyeti görülür. Daha sonraları (M.Ö. 1200-700) Genç Hitit Devri gelir. (Demir Devri) M.Ö. 600-500 yıllarında Med ve Pers hakimiyetine rastlıyoruz. M.Ö. 330-301 yıllarında İskender ve Diyadoklar bölgede hakimdirler. İskender’in ölümünden sonra (323) Anadolu toprakları Diyadoklar arasında paylaşılır. M.Ö. 280 – M.S. 17 yıllarında Kayseri Bağımsız Kapadokya Krallığı’nın merkezi haline gelir. M.Ö. 1. yüzyılın ikinci yarısında Krallık adeta Roma tarafından yönetilir hale gelmiştir. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra “Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu” sınırları içerisinde kalan Kasareia, günümüze kadar önemini koruyabilmiştir. Bizanslılar’ın elindeyken 7. yüzyıldan itibaren kısa sürelerle (691 ve 736 yıllarında) Arap komutanları tarafından zapt edilmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklular tarafından fethedilen şehir, 1127 yılında Danişmentliler’den Emir (Melik) Gazi’nin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularından 2. Kılıçarslan 1176 yılında Danişmentliler’den şehri geri almış, büyük sultan Alaattin Keykubat zamanında önem kazanmış, Konya’dan sonra Selçukluların ikinci başkenti olmuştur. 1244 yılında İlhanlı hücumlarına maruz kalan şehir Moğol-İlhanlı valilerince idare edilmiş, bunlardan Emir Eratna’nın Kayseri’de büyük bir beylik kurması üzerine 1343 yılında beyliğin merkezi olmuştur. 1381 yılında Kadı Burhanettin Beyliği’ni görüyoruz. 1398 yılında Kadı Burhanettin’in ölümü ile beylik önemini kaybetmiş, Osmanlılar’dan Yıldırım Beyazıt şehri anlaşma yolu ile hakimiyetine almıştır. 2. Mahmut döneminde Karaman’ın livası olan Kayseri, 1846 yılında Yozgat’a, 1867 yılında Ankara’ya bağlı idi. Kayseri 2. Meşrutiyetin ilanından sonra bağımsız bir sancak olmuştur.
Milli mücadele yıllarında Kayseri’de Fransız ve Ermeni tahrikçileri el ele çalışmışlardır. Ermeni Papazı Katagikosbir Ermeni devleti kurulması için Ermeni Fedaköran Cemiyeti kurmuştur. Mustafa Kemal Atatürk bölgeyi incelemek için Kılıç Ali Bey’i Kayseri’ye göndermiş, takma isimlerle Kuvayi Milliyeciler seçilmiş, Doğan ve Tufan Beylerin sevk ve idaresinde Ermeni gücü kırılmıştır. Milli mücadelenin şefi olan Mustafa Kemal Atatürk 13 Ekim 1924 tarihinde Kayseri’yi ziyaret ederek Milli Mücadele için gösterilen gayretlere olan memnuniyetini belirtmiştir.
Kayseri Anadolu Selçukluları döneminde bilim ve külliye şehridir. Tıp okulları ile insanlara şifa dağıtıp, han ve kervansarayları ile ülke tacirine hizmet etmiştir. Asırlarca isimleri duyulacak dünya çapında ünlü bilim adamları, paşalar ve siyasetçiler yetiştirmiştir. Osmanlı devrinin ilk bilim adamı Davut-u Kayseri, Koca Mimar Sinan, Kayserili Ahmet Paşa ve Turan Fevzioğlu sadece bunlardan bir kaçıdır. Türk Belediyecilik tarihinde eşine az rastlanan “Okumam yazmam yok ama Kayseriliyim” tabirinde bulunan bir tanım ile birçok vatansever, yiğit hak ve halk hizmetçisi belediye başkanları ve tüccarlar yetiştirmiştir.
Kocasinan ilçesi Kayseri’nin bu zengin tarihi yapısı içinde 1989 yılında fiilen Kayseri şehrinin bölümlenmesinden oluşmuştur. Sivas tarafından gelen Devlet yolunun şehir içinde Sivas Caddesini takiben Düvenönü ve Osman Kavuncu Caddesini takip ederek Ankara Çevre Yolu ile Boğazköprü’ye kadar kısmın kuzeyinde kalan kısmı Kocasinan ilçesinin kabaca sınırlarını belirlemektedir.