Van’ın 24 km. güneydoğusunda yer alan Çavuştepe Kalesi’ni Urartu Kralı II. Sarduri yaptırmıştır. Kalenin Urartu dilindeki anlamı Sardurihinili’dir.
Kale Urartu Krallığı’nın en parlak döneminde yapıldığından, Urartu mimarlığının görkemi görülmektedir. Günümüze kadar sağlam olarak kalan 5-6 m. yüksekliğindeki kale duvarları ana kayaya yapılan su sarnıçları, su biriktirme yapısı, kült merkezi, kaya poterni, iki ayrı tanrı için yapılan tapınak ve saray yapılarında görülen özenli işçilik krallığın gücünü yansıtmaktadır. Bir diğer özelliği de bölgenin en önemli kült merkezi olmasıdır. İki ayrı tanrıya yapılan kült merkezleri, diğer Urartu kalelerinde görülmemektedir.
Gürpınar Ovası Bol Dağı kayalıklarında yer alan Çavuştepe Kalesi askeri ve ekonomik amaçla kurulmuştur.
300 km. uzunluğundaki, Başkent Tuşpa’dan güneydoğu yönüne devam ederek Çavuştepe Kalesi’nin kuzey eteğinden geçen ünlü Ordu Yolu, Urartu Krallığı için çok önemlidir. Yol, günümüzde Irak toprakları içinde kalan Kelişin Geçidi ve Muşaşir/Ardini Tapınağı’na kadar uzanmaktaydı.
Aşağı ve Yukarı Kale diye ayrılan Çavuştepe’yi ortadaki ana giriş kapısı birleştirmektedir. Ana giriş kapısından doğuya giden yol, Yukarı Kale’ye çıkmaktadır.
Kare planlı olan Yukarı Kale, Aşağı Kale’ye göre oldukça küçüktür. Yukarı Kale’de etrafı sütunlu galerilerle çevrili bir tapınak kalıntısı, ortada ise Tanrı Haldi için yapılmış kare planlı bir başka tapınak daha vardır. Aşağı Kale’mdeki tapınak gibi bu tapınağın kapısı da doğuya bakmaktadır.
Tapınak çok tahrip olmuştur. Bunda Ortaçağ yerleşimlerinin burayı ev olarak kullanmalarının etkisi büyüktür.
Yukarı Kale’de tapınak ve avlusundan başka bir şey bulunamaması burasının tamamen Tanrı Haldi’ye adandığını göstermektedir.
Aşağı Kale, batı yönün doğru uzanmakta olup, ana giriş kapısının batısından Uç Kale’ye kadar olan alan içinde çok sayıda çeşitli meslek dallarına ait atölye binaları vardır. Bunlar Kale’nin inşasından çok sonra M. Ö.7. yüzyılda yapılmışlardır. Uç kale dikdörtgen planlıdır ve kalker taşları, hiçbir Urartu merkezinde rastlanmayan güzellikte cam gibi pürüzsüz işlenmiştir. Taş duvar üzerine iki kat yapıların yıkıntıları arasında 5 adet “T” biçimli siyah andezit kör pencere bulunmuştur. Urartu bronz levhaları ile Adilcevaz taş kabartmalarında çok katlı binalar üzerinde bu tür kör pencerelerin nasıl durdukları açık bir şekilde görülmektedir. Uç Kale zemin odalarında da ele geçen silahlar arasındaki bazı miğferler üzerinde silah deposunun II. Sarduri’ye ait olduğunu gösteren çivi yazısı bulunmaktadır.
Çavuştepe Kalesi’nde bunlardan başka depo binaları, Tanrı İrmuşini’ye ait tapınak (Girişin solundaki andezit bloklar üzerinde Kral II. Sarduri’nin iki taş üzerindeki adak yazıtı vardır. Üçüncüsü ne yazık ki kayıptır), tapınağın batısında yan yana uzanan çok sayıda atölye, atölye odalarının birer kapı ile açıldığı koridor, bu koridorla geçilen batıdaki saray, su sarnıçları, tuvalet (bu alaturka tuvalet şu anda dünyanın en eski tuvalet örneğidir) fosseptik çukuru, kanalizasyon sistemine ait kalıntılar bulunmaktadır.
Sarayın kuzey sur duvarından başlayan ve ana kayaya özenle oyulmuş derin bir kaya yarığı (poterni) bulunmaktadır. Burası bitirilmeden bırakılmıştır. II. Sarduri’nin kurduğu Varto yakınındaki Kayalıdere Kalesi’nde de benzer bir kaya yarığından mezar odalarına ulaşılmaktadır. Çavuştepe Kalesi’ndeki yöneticilerin mezar odaları henüz bulunamamıştır.
Çavuştepe Kalesi M. Ö.7. yüzyılın sonlarında İskit alanları ile yıkılmıştır. Kale duvarına saplanmış bir çok ok ucu ve diğer İskit buluntuları bunu kanıtlamaktadır.