Nevşehir merkezine 10 km. uzaklıkta bulunan Uçhisar, doğal konumu nedeniyle bir hisar görünümündedir. Kapadokya manzarasına hâkimdir. Doğu Roma döneminde, korunaklı yapısı ile Arap akınlarına karşı kolayca savunma sağlamıştır. Kalenin içerisine oyulmuş eski bir mağara bulunmaktadır. Mağaraya üç yol ile girilir ve bu yollar geniş bir salonda birleşir.
Selçuklular döneminde, Bağdat'a giden kervan yolunun korunması amacıyla inşa edilmiştir. Nevşehir'in eski yerleşim yerinde, sağlam bazalt kütleli bir tepenin üzerinde bulunan kale, Osmanlı döneminde Damat İbrahim Paşa tarafından onarılmış ve cumhuriyet döneminde de yeniden restore edilerek tahrip olmaktan korunmuştur. Sur duvarları genelde sağlam olup, kale girişi güneybatı yönündedir
Damat İbrahim Paşa tarafından 18. yüzyılda yaptırılan külliyede, cami, medrese, imaret, sübyan mektebi, hamam, kervansaray ve çeşmeler bulunmaktadır. Ana mekân sekizgen kasnağa oturan bir kubbe ile örtülüdür. Camiye üç kapıdan girilir. Ana giriş avlu kapısının kuzeybatısında olup, kapı üzerinde Şair Nedim’e ait bir mermer kitabe yer almaktadır. Güney duvarındaki giriş kapısı ise yol seviyesinden yüksekte kaldığından, avluya merdivenlerle inilmektedir.
Ürgüp ilçesinin 18 km. güneybatısındaki Taşkınpaşa köyündedir. Karamanoğulları döneminin önemli yapılarındandır.
Kurşunlu Camisinin avlusunun alt kısmında olup bir bölümü kayaların oyulması ile yapılmıştır. Beylik Hanı, Damat İbrahim Paşa’nın, Nevşehir’i canlı bir ticaret şehri yapmak amacıyla yaptırdığı eserlerden biridir. Kitabesini Şair Raşit’in yazdığı handa, günümüzde sadece hayvanlara ayrılan bölüm kalmıştır.
Avanos’a 5 km. uzaklıktadır. Sultan hanlarının klasik planına sahiptir. Kareye yaklaşan avlulu ön bölüm ile dikdörtgen planlı, üstü örtülü arka bölümden oluşmaktadır. Yazıtsız olmakla birlikte Selçuklu yapısı olduğu sanılmaktadır.
Nevşehir’de ilk müze kurma çalışmalarına zamanın Merkez Kütüphane Müdürü Hamit Özalp’in çabaları sonucu başlanmıştır. Özalp’in 1963-1964 yıllarında çevreden topladığı tarihi eserler kütüphanesinin bir odasında depolamıştır. 1966 yılında Damat İbrahim Paşa Külliyesi’nin bir parçası olan Aş Evi ve Sübyan Mektebi müze olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı’nca restore edilerek ve 1967 yılında ziyarete açılmıştır.
Nevşehir'e 13 km. uzaklıkta ve Göreme kasabasının 2 km. doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştır. Hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir.
Üç yapı yan yana olup birbirleriyle bağlantılıdır. Kiler olarak kullanılan ilk mekânda erzakları depolamak için oyuklar bulunmaktadır. En son bölümde ise yemekhane yer alır. Girişin sol tarafında 40-50 kişinin yemek yiyebileceği taştan sıra ve masa mevcuttur. Masanın sağ tarafında üzüm ezmek için bir şırahane vardır.