Her dönem hareketli bir ticari ve siyasi merkez olan ve kültürlerin kesişme noktasında bulunan Tarsus’un en önemli tarihi yapılarından biri de Kırkkaşık Bedesteni’dir. Ramazanoğulları Beyliğinden Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından 1579’da yaptırılmış olan Kırkkaşık Bedesteni, ilk dönemlerde imarethane (Aşevi) ve medrese olarak kullanılmışsa da, cumhuriyetten sonra kapalı çarşı olarak işlev görmüştür.
Neolitik Çağda (İ.Ö. 5000) toprak tepe üzerinde kurulmuş en eski medeniyeti yaşamasıyla Anadolu kültürüne ışık tutan önemli yerleşim merkezlerinden biridir. İlk çağda Tarsus limanı olarak kullanılmıştır. Şehrin güneydoğusunda bugün park olarak ağaçlandırılmış 300 m. uzunluğunda ve 22 m. yüksekliğinde bir höyüktür. Burada 1934-1938 ve 1947 yıllarında Hetty Goldman tarafından yapılan Arkeolojik kazılarda, Neolitik dönemden İslam dönemine kadar çeşitli yapıtlar bulunmuştur.
İlçenin, Tekke Mahalesinde bulunan Donuktaş İlçedeki anıtların en eskisi olarak bilinmektedir. Yapı özellikleri ile bir Roma mabedi olması muhtemeldir. Dikdörtgen şeklinde iç içe bölümleri bulunan çok eski bir yapıdır.Tekke Mahallesindedir. Gayet kalın dış duvarların boyu 115 m., yapının genişliği dıştan dışa 43 m, yüksekliği 7 m, kalınlığı 6.
Kültür Merkezi Binası, Tarsus Tel : (0324) 613 06 25 Faks : (0324) 613 30 80 Tarsus Müzesi,1557 Yılında Ramazanoğullarından Kubat Paşa tarafından açık avlulu medrese olarak yaptırılan ve 1966 yılında restore edilen Kubat Paşa Medresesi’nde uzun süre hizmet vermiştir.Dana sonra Tarsus Kültür Merkezi bünyesinde düzenlenen bir binaya taşınan Müzedeki eserler Paleotik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Urartu, Grek, Roma, Bisans, Selçuklar, Osmanlı devletine aittir.
Modern Tarsus kentinin doğusunda bulunan Justiniaus köprüsüne halk tarafından eskiden şehre girişte alınan Bac Vergisinden dolayı Bac Köprüsü denilmektedir. Adana-Ankara karayolunun Tarsus girişinde ve kuzeyindedir. Berdan (Tarsus) Çayı üzerindeki köprü, İ.S.VI. yüzyılda Bizans İmparatoru Justiniaus (İ.Ö.527-566) tarafından yaptırılmıştır. Birkaç kez ve en son olarak 1978 yılında restore edilmiştir.
Tarsus İlçesi Merkezinde çok katlı otopark projesi temel hafriyat çalışmaları esnasında zemin seviyesinin 5 m. altında antik bir yola tesadüf edilmiştir. 68 m.lik bölümü ortaya çıkarılan yolun genişliği 7 m. olup, poligonal teknikte bazalt taştan inşa edilmiştir. Yolun altında 1.70 m. yükseklikte, 70 cm. genişlikte orijinal kanalizasyon sistemi ve tali kanallarla, cadde kenarlarında konglemera taştan yağmur sularını toplayan kanallar mevcuttur.
Keşbükü Köyü sınırları içinde anayola girişin sağ ve solunda M.S. 3-4. yy.a tarihlenebilen geniş bir nekropol alanı bulunmaktadır. Nekropol alanının doğusunda tepe düzlüğü üzerinde aynı devre tekabül eden bina ve su sarnıcı kalıntıları yer alır. En ilgi çekici olanı, yolun sol girişindeki kayaya oyulmuş mezarlardır. Keşbükü köyünün içinden geçen çayın geldiği güzergah içinde iki adet mezar ve bir adet küçük bir kaya tapınağı bulunmaktadır.
Köy yakınında bir adet 6-7. yy'a ait kilise kalıntısı bulunmaktadır. Kilisenin apsis ve yan duvarlarının bir bölümü ayakta kalabilmiştir. Kilisenin duvarları çok tahrip olmuş, apsisin arka kısmı yıkılmıştır.