“…Doğu-Batı ile Kuzey-Güney ticaret yollarının kavşağı olan Kayseri, çok hızla gelişmiş, ilim ve sanatların merkezi haline gelmiştir. Bu faaliyetler Kayseri’ye o devirde “Makarr-ı Ulema” yani “Alimlerin Merkezi” ünvanını kazandırmıştır. Burada mutlulukla belirtilmesi gereken bir husus da, Selçuklular devrinde, Türk kadınlarına çok önem verilmesidir.
Sultanların yaptıkları vasiyetler, mutlaka yerine getirilmiş ve onların adına büyük sağlık merkezleri açılmıştır. Bunların öncüsü Gevher Nesibe Sultan adına yapılan, Darü’ş-Şifa ve Sultan Hamamı’dır. Darü’ş-Şifa’nın yanında, ayni zamanda inşa edilen Gıyasiye Medresesi ise Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yapılmış ve iki bina birlikte, Kayseri Tıbbiye Mektebi’ni yani Tıp Fakültesini oluşturmuştur.
Kronolojik sıraya göe, anılarına Anadolu’da şifa merkezleri kurulan, beş mutlu Selçuklu Türk kadınları şunlardır. :
Kayseri’de Gevher Nesibe Sultan Daruşşifası ve Gıyasiye Tıp Medresesi (1206)
Divriği’de Turan Melik Daruşşifası (1228)
Kütahya’da Gülsüm Hatun Yoncalı Ilıcası (1233)
Amasya’da Yıldız Hatun Daruşşifası (1308)
Bu kuruluşla, Türk-İslam toplumlarında, kadınlara verilen değeri göstermesi bakımından çok önemlidir. Bunların dışında,
Anadolu’da yapılmış olan, birçok şifa merkezleri ve medreseler, Selçuklu’ların, bilime, insana ve onun sağlığına ne kadar
önem verdiklerini göstermektedir.
Kayseri Tıbbiyesi, Selçuklu Sultanı Gevher Nesibe’nin vasiyeti üzerine, Ağabeyi Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev
tarafından 1206 yılında yapılmıştır. O devirde, Gıyasiye (Temel Bilimler) ve Darüşşifa’sı (Hastane), tek planla birlikte ve yan yana inşaa edilmiş, ikisi Tıp eğitim ve öğretimini başlatmıştır. Temel bilimlerde okuyan talebelere, Talib ve hastanede hasta başında pratik yapan ve daha ileri seviyelere yükselen talebelere ise Danişmend adı verilmekte idi. Bu eser dünyanın en eski Tıp Fakültelerinden biridir.
Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI tarafından, Şifaiye’nin Ana Giriş Kapısının, sağına mermer üzerine, kufi yazı stilinde, yeni yazı ile “Gevher Nesibe Tıp Fakültesi 1206” ibaresi yazdırılmış ve ondan sonra, bugünkü Erciyes Üniversitesi’nin çekirdeğini teşkil eden Tıp Fakültesi kurulmuştur.
Eski eser Tekrar onarılmış, Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü kurulmuş ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmüştür. Onarımlarda halkın, özellikle HES Kablo Sanayii’nin yardımlarını şükranla anmamız gereklidir.