Antakya’daki Hıristiyan azizlerinden Symeon Stylites Manastırı kentin 18 km. batısında, Nahırlı Köyü yakınında, Âsi Nehri’nin yatağına bakan bir tepe üzerindedir.
Samandağı’nın en yüksek tepesinde MS. V. yüzyılda yaşayan Terk-i Dünya tarikatının öncülerinden Aziz genç Symeon Stylites (MS.389-459) manastırının günümüze ulaşan kalıntılarının ortasındaki sütun üzerinde, biraz soluk alabilmek için bütün dünya nimetlerinden elini ayağını çekip, otuz yıl Tanrıya dua ederek geçirmiştir.
Suriye ile Kilikya’nın birleştiği yerde dünyaya gelen Genç Symeon Antakya’da yaşamış, sonra kendisini bir hücreye kapatmıştır. Üç yıl sonra hücresinden çıkmış, yakınındaki dağa kendisinin çizdiği bir daire içerisine zincirlemiştir. Aziz Symeon Stylites’in sabrı, dayanıklılığı ve inancı çevrede duyulmuş, Hıristiyan dünyasının her tarafından gelen hastalar, dertliler Ona başvurmuşlardır. İnsanlardan kaçma umudunu yitirdiğinden yükseklere çıkmayı yeğlemiştir. Söylentiye göre de papaz unvanını sütunun üzerinde yaşarken almıştır.
Başlangıçta üç büyük taştan oluşan sütun yavaş yavaş yükseltilmiş ve sonunda 20 m. ye ulaşmıştır. Söylentiye göre de Aziz zaman zaman buradan kuş gibi uçmuştur. Aziz Symeon Stylites 7 yaşından 20 yaşına kadar “John’un Manastırı” olarak isimlendirilen bu yerde Stylite eğitimi almıştır. Ölümünden sonra İmparator I. Leon (457-474) buraya onun adına bir manastır yaptırmıştır.
Araştırmacılar Antakya’nın 45 km. doğusunda, bugün Suriye’nin sınırları içerisinde, genç Symeon Stylites’den yaklaşık 100 yıl önce yaşamış, aynı ismi taşıyan bir azizden söz etmişlerdir. Bu arada Daniel Stylites (409-493) isimli İstanbul’da yaşayan bir diğer aziz Suriye’deki Symeon Stylites’i ziyaret ederek dönüşünde Anaplous’de (Kuruçeşme) Boğaziçine karşı bir sütunun üzerinde 30 yıldan fazla yaşamıştır. Ayrıca Kapadokya’da aynı ismi taşıyan bir azizin de sütun üzerinde yaşadığı söylenmiştir.
Eski kaynaklarda “Cebel-Mar Sem’an” veya “Dar Sem’an” denilen Genç Symeon Stylites’in Manastırı başlangıçta ona inananlar tarafından yapılmıştır. Kaynaklarda yapının mimarının ismine rastlanmamıştır. Ancak Aziz manevi gücünden şifâ arayanlar ile onların yakınları buraya gelerek yapım çalışmalarına yardımcı olmuşlardır. Bu arada manastır plânının bir melek tarafından çizildiğine de inanılmıştır.
Manastırın doğu-batı yönünde 160 m. , kuzey-güney yönünde 130 m. lik bir plânı vardır. Üç ayrı girişi olan manastırın ortasında Azizin yaşadığı taş bulunuyordu. Manastırın ilk bölümü 551 yılında tamamlanmıştır. Günümüze son derece iyi bir konumda gelen yapının duvarları içerisine kayalara oyulmuş oturma yerleri dikkati çekmektedir. Mozaik döşemeli zemin kaçak kazılar sonucu yok edilmiştir. Manastırın tapınak kalıntıları, sarnıçlar, aziz odaları, mahzenleri ve onlara ait mimari parçalar çevreye dağılmış durumdadır. Aziz Symeon Stylites’in de üzerinde yaşadığı sütunun 13 m. Uzunluğunda 2 m2 genişliğindeki bölümü günümüze ulaşabilmiştir.