Edirne’nin merkezinde, Üç Şerefeli Cami’nin karşısında bulunan Sokullu Hamamını, Sokullu Mehmet Paşa Mimar Sinan’a yaptırmıştır. XVI. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen hamam, Osmanlı mimarisinin en güzel eserlerinden birisidir. Çifte hamam plan düzenindedir. Sonraki yıllarda bu hamamın yanına yapılan Taş Han ona bitiştirilmiştir.
Hamamın kadınlar ve erkeklere ait bölümlerinin girişleri ayrı ayrı yerlerdedir. Hamamın doğu yönündeki sivri kemerli sütunlu görkemli bir girişle erkekler bölümünden soğukluk bölümüne girilmektedir. Bu bölümün çift kanatlı giriş kapısının üzerindeki yay kemerin içerisinde biri ters diğeri düz olmak üzere renkli taşlardan palmet motifleri yerleştirilmiştir. Ancak daha önce burada var olan kitabe günümüze gelememiştir.
Soğukluk bölümünü tromplu merkezi bir kubbe örtmekte olup buradaki kubbe yanlardaki tonozlarla desteklenmiştir. Hamamın duvarları iki dizi tuğla ve bir dizi de kesme taş ile örülmüştür. Aynı zamanda dış duvarlar dar silmelerle sona erdirilmiştir. Kadınlar ve erkekler kısmının soyunmalıklarının üzerleri, sekizgen aydınlık fenerli, on iki kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür. Kadınlar bölümünün soyunmalığı diğerine göre daha küçük ve sadedir. Buradaki kare mekanın üzeri pandantifli kubbe ile örtülmüş, içten kubbe eteği palmet motifleri ve kalem işleri ile bezenmiştir. Hamamın her iki bölümünün halvet kısımları yüksek kasnaklı pandantifli kubbelerle örtülmüştür. Ayrıca halvette özel yıkanma hücreleri bulunmaktadır. Bunlardan kadınlar bölümünde olan kurnaların ilginç bir görünümü vardır. Bu kurnalar gelin ve kaynana kurnaları olarak isimlendirilmişlerdir. Kaynana kurnası daha büyük ve gösterişli, gelin kurnası ise daha küçük ve zarif görünümdedir.
Hamam özel kişi mülkiyetine geçmiş II. Dünya savaşı sırasında bir ara hamam işlevinden uzaklaşmış ve ot deposu olmuş, bu arada içerisindeki mermer taşları yok olmuştur. Savaş sonrası onarılmış ve Edirne’de günümüzde hamam işlevini sürdürmektedir.
1960’lı yıllarda Sarayiçi’ne giden yolu genişletmek ve burada bir meydan yapılmak amacıyla hanın yıkılmasına girişilmiş, ancak çalışmalar durdurulmuştur. Bununla beraber hanın ve hamamın cephe görünümleri kısmen yıkılmış ve bugün garip bir hamam görünümü ortaya çıkmıştır.