Bitlis’in merkezinde, Kızıl Mescit Mahallesi’nde ve Bitlis Çayı’nın doğusund, Ulu caminin 50 m.kuzeydoğusunda dik bir yamaç üzerindedir. Kızıl Mescit’in ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber üzerindeki iki ayrı kitabeden 1507 ve 1863 yıllarında onarıldığı öğrenilmektedir. Kitabelere göre Akaoğlu Alaeddin l507, İbni Kasım el Hacı Mehmet 1864 yılında camiyi onarmışlardır.
Mescit meyilli bir arazi üzerinde yapılmış olduğundan batı cephesi doğuya göre daha yüksektir. Bitlis’e hakim konumdaki mescidin ibadet mekanı bu nedenle de düzgün bir plan göstermemektedir. Kareye yakın bir plan düzeni olup ulu cami plan tipleri arasındadır. İbadet mekanı mihraba dikey üçer sütunla üç sahna ayrılmıştır. Buradaki altı silindirik mermer sütun ibadet mekanını on iki bölüme ayırmıştır. Bu sütunlar sivri kemerlerle aynı zamanda beden duvarlarına da bağlanmaktadır. Her bir bölümün üzeri taştan basık kubbelerle örtülmüştür. İbadet mekanı batı cephesinde yuvarlak kemerli sekiz, mihrap yanında birer pencere ile aydınlatılmıştır. Pencereler iki sıra halinde ikişerli diziler halindedir. Batı yönü kademeler halinde daralan bir takviye duvarı ile bu tarafı ile görkemli bir görünüşe ulaşmıştır.
Camide yörede çok sık görülen kırmızı taşlar kullanılmıştır. Caminin muntazam olmayan planı üst örtüye de yansımış, kubbeler dışında kalan bölümler düz tavanlarla örtülmüştür.
Mihrap tam eksen üzerinde bulunmamaktadır. Doğu cephesine daha oluşu da düzgün olmayan plandan kaynaklanmaktadır.