İlçe merkezinin 5 km güneybatısında adını aldığı eski Senir köyünün ise 1 km kuzeybatısında yer almaktadır. Ören yerine ulaşmak için 2 yol izlenebilir. Bunlardan birincisi ve en kolay olanı Gündoğmuş –Antalya istikametinde yol üzerindeki OGM ye bağlı Senirçaltı kereste deposunun yolun kenarındaki güney bölümünden vadi boyunca 5 dakikalık bir yürüyüş sonucunda antik kente ulaşılır.
İkinci yol ise ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Senir beldesinin merkezinden 1-1.5 kuzeye doru süren yorucu bir yolculuktan sonra kent merkezine ulaşılabilir. Şehre varıldığında çalılıklar arasında ilk göze çarpan eser MAUSELEUM dur. İkinci olarak alçak tepe üzerindeki akropol duvarları, üçüncü olarak da akropolün doğusundaki dayanıklı zengin evleri göze çarpmaktadır.
Mauseleum : Kentin fakir görünümüyle zıtlık oluşturan bir yapıdır. Mozolenin doğu ve batı duvarları büyük ölçüde yıkılmıştır. Mozolenin alınlık kısmı sağlam olarak yapının arka kısmında yer almaktadır. Mozoleye giriş yapının arka kısmından alçak bir kapıyla sağlanmaktadır. Yapının toplam yüksekliği 5 metredir. Yapı 2 metre yüksekliğindeki basık bir mahzen üzerine iki katlı ve kare planlı olarak inşa edilmiştir. Yapı tamamen taş kesme olup hiçbir şekilde harç ve kenet kullanılmıştır. Yapı bloklar halinde bindirme tekniğiyle inşa edilmiştir.
Akropol: Alçak bir kayalık tepe üzerine kurulmuştur. Akropolün sur duvarları karışık malzemeyle inşa edilmiştir. Sur duvarları büyük çoğunlukla tahrip olmuştur.
Evler: Kentin güneybatısında bulunan evler son derece basittir. Bu evlerin büyük çoğunluğu harap durumdadır. Ancak akropolün kuzeydoğusunda yer alan evler daha dayanıklı ve sağlamdır. Bu bölümde bulunan birçok evin kapı üst kapı eşiklerinde haç işaretini görmek mümkündür. Yörede hiç kiliseye rastlanmamasına rağmen Efes meclisinde CASAE ile birlikte tek rakip tarafından temsil edilmiştir.
Bazı Arkeologlar hiç kilise bulunmaması ve SENİR adının çok rastlanan bir Türk ismi olmasından dolayı yörenin eski bir Türk yerleşme merkezi olduğunu ileri sürmektedirler