Yüzümüzün Akıyla (Fıkra)

Adamın birisinin yüz baş koyunu varmış. Bir çobana, ba kıp beslemesi şartıyla ortak vermiş. Aradan zaman geçmiş.
Çoban, başka yerde oturan ortağını, elinde bir deri ve bir bakraç yoğurtla ziyarete gitmiş.
Çoban ile ortakçısı arasında şöyle bir konuşma geçmiş.
Çoban:
‘’ - Efendim maruzatım vardır.’’
‘’ - Buyur…’’
‘’ - Buyuran kölen ‘’
‘’ - Bizim koyunlar nasıl?’’
‘’ - Onu arz edecadim. ‘’
‘’ - Arz et bakalım.’’
‘’ - Yer yarıldı gök çatladı, yetmiş ikisinin ödü patladı. Önden gitti baş toklu, arkasından beş toklu. Onunu verdim kasaba, onunu katma hesaba. Kurt kaptı birisini, birinin de getirdim derisini. Bir ara koyunun birazını sağdıydım, gelinim bir sitil yoğurt çalmış. Şimdi gabadayılık bende kalsın, yarısını bile almadan, hepsini sana getirdim ağam. Buyur afiyetle ye.’’
Adamın canı sıkılmış.
‘’ - Yani yüz koyun gitti öyle mi?’’
‘’ - He ya ağam, öyle görünüyo.’’
Adam dayanamamış, çobanın elinden yoğurdu kaptığı gibi, tepesinden aşağı geçirivermiş.
Çoban yüzsüz, elini yoğurtlu yüzüne çalmış. Sonra da de miş ki:
‘’ - Elhamdülillah! Yüzümüzün akıyla hesabımızı verdik.’’