Öyle Bir Padişaha Vezir Ol Ki… (Hikaye)

IV. Murad devrinde, Erzurum’da bir Habib Baba varmış. Evliyaullah’tan olduğu söylenen bu zat, hacca gitmeye karar vermiş. O günlerde hacılar yurdun dört bir yanından gelip İstanbul’da toplanır, oradan da kervanlar halinde yola çıkarlarmış. Habib Baba da, “yola çıkmadan önce bir temizlik yapayım” deyip İstanbul’da bir hamama gidivermiş. Aksilik ya, o gün o hamama vezirler gelecekmiş. Bu yüzden kimse içeri alınmamış. Habib Baba da bu yasağa takılmış. “Ben şuracıkta bir kurnada yıkanıveririm” diye yalvarınca hamam görevlisi ona acımış.
- Şöyle içeri geçiver, kimseye çaktırmadan yıkanıp çık baba, demiş.
Biraz sonra vezirler bütün ihtişamları ve debdebeleriyle cümbür cemaat gelivermişler. Bu arada IV. Murad da tebdil-i kıyafet halktan biriymiş gibi aynı hamama gelmiş. O da yalvarıp yakarmış.
Şuracıkta bir kurnada su dökünürüm, demiş ve zorla içeri girmiş.
Tabii bizim Habib Baba ile aynı kurnaya düşmüşler. Bir aralık, Habib Baba ona sırtını keselemeyi teklif etmiş ve keselemiş. Sonra sırt keseleme sırası padişaha gelmiş. IV. Murad elindeki keseyi Habib Baba’nın sırtında gezdirirken:
- Bir bize bak, bir de şu vezirlere. Bu dünyada padişaha vezir olmak varmış, der. Habib Baba:
- Bırak sen onu evladım, öyle bir Padişaha vezir olmalısın ki, bütün bu vezirlerin padişahına, senin uyuzlu sırtını keseletsin, deyivermiş.