Nizasız Odun (Fıkra)

Odun satarak geçimini temin eden köylünün birisi, günaşırı kesip doğradığı odunları atına yükler ve satmak üzere kasabaya gidermiş. Kasabanın girişinde bir hamam varmış. Hamamcı, oduncunun geleceği gün ve saatleri takip eder, genellikle getirdiği odunları satın alırmış. Ancak oduncu ile fiyat konusunda her sefer bir nizaları (çekişme, münakaşa) olurmuş.
“-Dayım, odunlar satılıksa ben alayım?”
“-Satılık.”
“-Kaç paraya yıkacan?”
“-40 lira.”
“-Çok değil mi? Daha dün bir başkasından 32 liraya aldım, hadi sana 33 vereyim.” derken, pazarlık başlarmış ama pazarlıktan çok nizalaşmaya benzermiş. Neticede hamamcı o gün mesela 37 liraya odunları alırmış. İki gün sonra, aynı oduncuyu bekleyen hamamcı;
“-Dayı, odunlarının beğendim, şuraya yık bakalım.”
“-Kaç para verecen?”
“-Evvelki gün 37’ye vermiştin ya, gene o fiyatı vereceğim.” Oduncu:
“-Olmaz, odun 43 lira oldu.” Hayda, yeniden bir pazarlık, bir gerilim… Hamamcının ihtiyacı var, odunu da beğeniyor, sonuçta bu sefer de odunları 40 liraya alıyor.
Yine iki gün sonra hamamcı odunlara talip olduğunda, bu sefer de;
“-Odun 45 lira.” diyor, oduncu. Ve yine pazarlık, yine nizalaşma…
Velhasıl, her karşılaşmalarında oduncunun fiyat yükseltmesi ve münakaşalı bir pazarlık… sürgit hale geliyor. Hamamcı bu durumdan rahatsız olsa da katlanmaya çalışıyor.
Fakat müşterilerinin kalabalık olduğu bir gün, kendi kendine diyor ki: ‘Bugün oduncu ile münakaşa, pazarlık etmeyeceğim. Asabımı bozmayacağım. Ne isterse vereceğim.’ Beklediği oduncu yine geliyor.
“-Dayı, odunlarını alıyorum, şuraya yık.”
“-Kaç para verecen?”
“-Bugün ne dersen vereceğim.” deyince, oduncu;
“-Hayır, satmıyorum.”
“-Neden?”
“-Ben bugüne kadar hiç nizasız odun satmadım, satmam da!”