Karne Sürprizi (Fıkra)

Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu.
Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti.
Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili Baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Arkadaşım Orçun’la buradan kaçmak zorundayız. Çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim.
Gerçek arkadaşlığı ben Orçun’da buldum ve o öyle iyi kalpli birisi ki anlatamam… Şunu biliyorum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olması da bir sorun.
Fakat benim için bunlar değil, gerçek arkadaşlık önemli.
Ormanda kendine ait bir karavanası ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı varmış.
Orçun benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez.
Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz, dualar ediyoruz şu Tüberkülozun çaresi bulunsun ve Orçun sağlığına kavuşsun diye… O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor.
Endişelenmeyi bırak baba ben 16 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim..
Polisin ‘esrar yetiştiriciliği, kullanıclığı ve satıcılığı’ ile ilgili dosyamızı kapattığından emin olunca geri döneceğiz.” Oğlun.
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil.
Ben Fahrettin dedemdeyim.
Sadece sana; masanın üzerinde göreceğiniz kötü karnemden çok çok daha kötü şeylerin de olabileceğini hatırlatmak istedim.