İki Dişli Bile Artırdım (Fıkra)

Bir kasabada saat tamircisi olan baba, ilkokulu bitiren oğlunu artık işyerine götürmeye başlar. Niyeti, çocuğunun okuyamaması, devlet memuru olamaması… gibi bir durumunda meslek sahibi olmasını temindir. En isabetlisi ve mümkün görüleni kendi mesleğini oğluna öğretmektir.
Baba acele etmez, yavaş yavaş, sindire sindire öğretme yolunu seçer; Saat çeşitleri, markaları, temizlenmesi, sıraya konması, açılması, parçaların çıkartılması, isimleri, çıkan parçaların muhafaza şekli… vb. Velhasıl öncelikle genel alt yapı bilgilerini verdikten ve haftalar geçtikten sonra, bundan böyle asıl tamiratın nasıl yapılmakta olduğu ile ilgili kendisini dikkatle gözlemlemesini ister…
Günlerden bir gün dışarıda bir işi olduğundan, geç gelen babası dükkana girer girmez çocuk, sevinç ve heyecanla; “-Baba, sen yokken gelen bir saati ben tamir ettim!”
“-Aferin benim oğluma da, nasıl cesaret ettin oğlum… Hangi saat? Bir göreyim, başardın mı!”
“-İşte burada baba, başardım ve saat çalışıyor. Hatta bak, iki tane dişli bile arttırdım!”