Biz Bu Haltı Neden Yedik Ağam (Fıkra)

Maraba ile ağa, ağanın paytonuyla tıngır mıngır kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. Teklifinin kabul göreceğine ihtimal vermeden, hem marabayı küçük düşürmek hem de eğlenmek için;
“-Üle Memo! Şu kemreyi yersen, arabayı sana verecem.” diyor. Maraba bir an düşünüyor, arabanın cazibesinin etkisiyle, koşumları ağaya uzatıp arabadan iniyor ve taze at atığını -mal edinme tamahı uğruna -yiyor. Ağa şaşkındır, ama mecburen;
“-Tamam, araba senin” diyor, dizginler elinde kalıyor.
Maraba midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor olsa da geçip arkaya kuruluyor. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor…
Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar. Ağa yaptığına ve paytonunun elden gittiğine çok içerliyorsa da bir şey diyemiyor. Durumu çok iyi anlayan ve ağanın bunu yanına bırakmayacağı düşünen maraba, tam atıkları yediği yere geldiklerinde ağaya bakıp diyor ki; “-Ağam, tahmin ettiğime göre araban elinden gittiği için çok pişmansın. Tekrar arabana kavuşmak ister misin?” Ağa’nın canına minnet, “-İsterim!” der. Marabanın genizinde, ağzında hala atık kokusu vardır, yüreği ise öfke doludur.
“-Olur Ağam” der, “olur ama bir şartla, sen de aha şu kalan kurumuş kemreleri yersen arabanı geri veririm.”
Ağanın pişmanlıktan gözü kararmış, hemen iniyor, kalan atıkları da o yiyor ve tekrar arka koltuğa geçiyor. Çiftliğe döndüklerinde maraba ağaya dönerek:
“-Ağam, giderken benim bir atım ve bir paytonum var mıydı?” der. Ağa; “-Yoktu.”
“-Aha geldik, yine yok. Ya giderken senin bir atın ve bir paytonun var mıydı?” Ağa;
“-Vardı.” deyince, maraba;
“-Aha geldik yine var.” dedikten sonra, son söz olarak şöyle der;
“-Peki, değişen hiçbir şey olmadığına göre biz bu kadar haltı neden yedik Ağam?”