Biir (Fıkra)

Bir köy ağasının oğlu, ilkokuldan sonra babasıyla köyünde kalıp çiftçilik yapmayı tercih etmiş. Askerliğini de bitirince evlenmesine karar verilmiş. Bir akrabalarının tavsiyesi üzerine şehirden bir gelin adayı bulunmuş. Görüşülmüş, söz kesilmiş, önce nişan sonra da düğünleri yapılmış.
Şehirde yapılan düğün öncesi damat bey, müstakbel eşine belli başlı şartlarını bildirmiş: ‘Köyde ailesiyle oturacaklar ve çiftçiliğe devam edeceklerdir, bayramlar dahil senede üç seferden fazla şehre aile ziyaretine gelinmeyecektir, yiyecek ve giyecek olarak getirilene razı olunacaktır… ve de -en önemlisi- yaptığı işlere müdahale ve itiraz edilmeyecektir.’
Kızcağız şartları kabul eder, düğün sonrası bey, atına eşini bindirir ve birlikte köyün yolunu tutarlar. Yol dar, yokuşlu ve taşlıdır. Bir ara atın ayağı bir taşa sürter ve at sendeler. Atın üzerindeki eşi düşecek gibi olur. Delikanlı atın kulağına yaklaşır ve;
“-Biir!” der. Biraz ilerledikten sonra bu sürçme işi tekrarlanır. Bu sefer delikanlı ata;
“-İkii!” der. Biraz daha ilerlediklerinde aynı durum üçüncü sefer tekrarlanınca, delikanlı eşini attan indirir ve tabancasını çıkartıp atı vurur. Eşi irkilir, üzülür, can çekişen hayvana acır. Olay ani geliştiği için müdahale de edememiştir. Yine de;
“-Efendi, şu yaptığın oldu mu?” diye itiraz edecek olur. Delikanlı eşine döner ve; “-Biir!” der.