Kütüb-i Sitte: Hadis 4270
Hadis 4270
Resulullah (sav) Zülkade ayında umreye çıkmıştı. Mekkeliler Onun Mekke'ye girmesine izin vermediler. Resulullah, gelecek yıl girmek, orada üç gün kalmak, Mekke'ye silahlar torbalarda olarak girmek, ailelerinden peşine düşmek isteyen çıksa bile kimseyi almamak, Ashabından Mekke'de kalmak isteyen çıkarsa kimseye mani olmamak şartları üzerine anlaşmıştı. Resulullah (sav) (Mekke'ye umre için) girip, müddet de dolunca, Mekkeliler Hz. Ali'ye gelip: "Arkadaşına söyle, bizi terketsin, müddet doldu!" dediler. Resulullah (sav) çıktı, ancak Hamza'nın kızı (ra) peşine takıldı: "Ey amcam, ey amcam!" diye bağırıyordu. Hz. Ali (ra) onu alıp elinden tuttu. Hz. Fatıma (ra)'ya: "Amcanın kızını yanına al!" dedi. [Medine'ye gelince] kızı (yanına alma) hususunda Hz. Ali, Zeyd ve Cafer (ra) ihtilafa düştüler. Hz. Ali: "O benim amcamın kızıdır! (Ben ehakkım)" diyordu. Cafer (ra): "O hem amcamın kızı, hem de teyzesi nikahım altında!" diyordu. Zeyd de: "Kardeşimin kızıdır! diyordu. Resulullah (sav), kızın, teyzesinin yanında kalmasına hükmetti ve: "Teyze anne makamındadır!" buyurdu. Hz. Ali (ra)'a yönelerek: "Sen bendensin, ben de senden!" buyurdu. Cafer (ra)'a: "Yaratılışın ve huyun bana benzer" diyerek iltifat etti. Zeyd (ra)'e de: "Sen bizim hem kardeşimiz, hem de mevlamız (azadlımız)sın!" buyurdu.