Osmaniye’nin Düziçi ilçesi, Kurtlar köyü, dumanlı yaylasındadır. Eski Maraş yolu üzerinde stratejik bir noktada 785/786 yılında yaptırılmıştır. Abbasi yazıtlarında da adı geçen köyün 3 km. kuzey doğusundadır. Nurdağları ( Gabal Lukkam ) üzerinde yayılmış Arap kalelerinin stratejik bir noktası olarak tasarlandığı görülmektedir.
Al- Yagut’a göre Nicephoros Phocas komutasındaki Bizanslılar 15.000 Haruniyeli müslümanı 959 yılında ele geçirir. Savaşlarda tahrip olmuş olan kaleyi 967’ de Sayf ad- Dawlah onartmıştır. 1198 / 1199 ve daha erken dönemde Baron Levon döneminde Ermeni yerel Krallığı kontrolünde olduğunu biliyoruz. Levon’dan sonra Godfrey Haruniye Lord’u olmuştur.
22 Temmuz 1236’ da kral 1. Hetum ve Karısı Zapel krallığa hizmetlerinin karşılığı olarak Cermen şovalyelerine bağışlamıştır. Fakat kalede ki arkeolojik özelliklerin hiçbirinde Cermen Şovalyelerine ve o döneme ait hiç bir ize rastlanmaz.
13 yy sonunda Haruniye Memluklerin kontrolüne geçer. 14 yy. ortasında Mısırlılar Haruniye’yi Doğu Kilikya’nın idari merkezi haline getirirler.
Planı diğer Kilikya yerleşimleri gibidir. Kuzey ve Batı yönde birbirinin devamı olan galeriler yapmışlardır. Kapı A’dan Kule E’ye kadar engebeli bir yükselti mevcut. Bu kalede ünik olan üç tip duvar tekniğinin kullanılmasıdır. Bu günkü yapıya benzerlikler gösteren orijinal kale tamamen kireçtaşı ve bazalttan yapılmıştır. Bazı duvar işçilikleri Kum ve Amuda ( Hemite ) kalelerindeki duvar tekniğini andırır. Haruniye kalesinde Ermeni inşaat tekniğini gösteren herhangi bir kanıt yoktur.
Planda “A” yapısı olarak görülen yer, ana giriş kapısıdır. Kapının dış yüzeyi resimlerde görüldüğü gibi tahrip olmuş ve iç yüzeyi de çökmüştür.
Kuzeybatıda ki sur duvarları ve mazgalların bir kısmı tahrip olmuştur. Burada ki mazgallar Arap mimari tekniği için en güzel örneklerdir. Kaba yontu taştan yapılmıştır. Bizans mazgallarının ok yarığı üçgen, Arap mimari tekniğinde ise bunlar yuvarlak yüzlüdür. Kuzeybatı duvarı boyunca uzanan bütün mazgallar kalenin ilk dönem inşaatına aittir. G mazgalı bunlara pek benzemez olasılıkla 967’ de ki onarımda yapılmış olmalıdır.
B yapısı tonozlu yaşam yeri olabilecek mimari öğedir. Fakat üst örtüsünün tonoz tipi hakkında bilgi yok. B yapısının yan duvarlarında bulunan iki çıkmanın amacı belli değildir.
C yapısı da bir yaşam yeridir. Yedi siperlikli mazgal vardır. C yapısının ortasında J yapısı dediğimiz yerde, dar bir geçit ve kırılmış bir merdiven, duvar içine yerleştirilmiştir. Bu gün kayıp olan üst kat yürüme yoluna çıkar. Muhtemelen bu kat ahşaptan yapılmış olmalıdır.
C yapısının kuzeydoğu yönündeki yerinde 85 cm. yükseklikte 4 adet destekleme çıkıntıları vardır. Bunlarında 5 adet küçük paralel destekleri var. Bunların amacı belli değildir. Ancak ahşaptan yapılmış ara kat için konmuş olmalılar.
Haruniye kalesinin planında D isimli yapı olarak görülen yer 2 nci bir kapıdır. Kapının dış tarafında perdahlı kesmetaş’ tan merdiveni mevcuttur. D yapısının diğer en önemli özelliği de kalede çalışan ustaların sembollerinin buluntu tek yerdir ( Resim : usta sembolleri )
E yapısı D kapısına bitişik Kuledir. Bazalttan yapılmıştır. Kulenin üçüncü katını ayıran ince dekoratif kireçtaşından bir sıra duvar örgüsü vardır. E kule yapısı ahşap malzeme ile katlara ayrılmış olmalıdır. Duvarda yeralan ahşap hatıl taşamak için bırakılan çıkıntılar bunu kanıtlar. Kule yapısının alt katının sarnıç olabileceği düşünülmektedir.
B ve C yapısı arasında kalan duvarın ortasında dar bir merdiven vardır. Bu merdiven özel oda olan F yapısı ve avlunun kuzeydoğusundaki E yapısının güneybatısında ki alan çıkar.
F yapısı tonozlu dar özel bir odadır.
Yaptığımız fotoğraflama çalışmaları sırasında kalenin elimizdeki planında olmayan ve kaynaklarda da rastlanmayan buluntuları gördük.
Kalenin kuzey yönünde etrafını saran ikinci bir sur duvarını tespit ettik. Kuzey tarafta batı-doğu yönünde uzanmaktadır. 1.m genişliğinde ve 1 m. yüksekliğinde kalıntılar ağaçların arasında görülmektedir. Aynı duvarın güney yönde de izlerine rastladık. Sanki bu duvar dış sur oluşturmaktadır. Toprakkale’de ki ikinci suru andıran yapısı vardır.
Doğu yönünde yürüme yolunun sağ kenarında bir kule yapısı mevcuttur. Aynı yerin güneydoğu tarafında buna benzer bir yapı kalıntısını geçmişte olduğu yaşayanlar tarafından söylenmektedir. Burada da dikkat edilirse yapı kalıntılarına benzer izler vardır.
Burada yaşayan bir kişinin kendim girdim dediği yeni tespit ettiğimiz iki kulenin hemen yakınında başlayan ve şu an ki kale girişi olan yere giden bir tünelden bahsetmektedir.
Bölgede çabuk zengin olma hayali içindeki insanların yaptığı tahribatlar kaleye çok zarar vermiştir. Bölgede ki ağaçlanmada kale duvarları ve içerideki mimari öğelerde tahribata yol açmaktadır. Kale manzarası, tarihi önemi ve mistik havası için gezme ve dinlenme alanı olarak düzenlenmelidir.