İl merkezine 33 km mesafede, Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesinin karşısında, Aslantaş Baraj gölü içerisinde küçük bir ada üzerinde bulunmaktadır.
Burada Demir Çağı kalesine ait M.Ö. 9. yüzyıldan kalma iki kapı aslanı, çifte boğalı bir heykel kaidesi, M.Ö. 9. ve 8. yüzyıla ait kabartmalar bulunmuştur.
Domuztepe’de İstanbul Üniversitesi ekiplerince yapılan kazı ve araştırmalar (1947-1952, 1983-2002) bu ören yerinin Karatepe-Aslantaş’ tan çok daha uzun bir yerleşim tarihi olduğunu gösterdi. Günümüzde baraj suyu altında kalan güney ve batı yamacında Neolitik’ten başlayarak Tunç ve Demir Çağları boyunca bir dizi yerleşme ortaya çıkarılmıştır.
Tepenin kendisi Demir Çağı döneminde yerleşme görmüş ve kale duvarları ile çevrilmişti. Bunu Helenistik ve Roma Çağına ait kalıntılar izliyordu. Son Roma Çağına ait bir tarım tesisi, villa rustica, tepenin doğusundaki terasta yer alıyordu. Buluntularından anlaşıldığına göre bu tesis M.S. 4. y.y. sonu - 5 y.y. başı ile M.S. 6. y.y. ilk yarısına ait olup 6.y.y.’ın ikinci çeyreğinde terk edilmiş olmalıydı. Taraçanın doğu dibinden fışkıran kaynaklardan pişmiş toprak pöhrenklerle tarım tesisine su getirilmişti. Tepenin 1 km. güneydoğusunda 20x30 m. boyutunda Son Roma-İlk Hıristiyanlık Çağına ait bir bazilika bulunmuştur.