II Sultan selim’in ilk yıllarlında yaptırdığı diğer bir eser de Konya
Selimiye Camii’dir. Şehzadeliği zamanında başlanıp, padişahlığının ilk
yılında 1566 sonlarında tamamlanmıştır, Osmanlı mimarisinin Konya’daki
en güzel eseridir. Eski fatih Camii’nin mimar Sinan tarafından
gözleve’de kırım hanı için yaptığı camide küçük ölçüde tekrarlanan
planı, burada kuzey duvarında küçük bir ilave ile abidevi ölçüde ele
alınmıştır. Haçvari dört kollu iki paye ve iki sütun üzerine 12 m.
Çapını aşan orta kubbe, dıştan kare duvarlarla masif bir blok halinde
yükseltilmiş, dört payanda kemeri ile desteklenmiş ve yanlardaki üçer
kubbe çok alçak tutularak mihrap tarafına da bir yarım kubbe eklenmiştir
. plandaki değişiklik, kuzey duvarında iyice ileri fırlayan duvar
payeleri ile yan duvarlar arasındaki boşluğun küçük yarım kubbeciklerle
örtülmesi şeklindedir. Ferah bir mekan içerisinde gri mermer mihrapla
beyaz mermer minber zengin taş işçiliği gösteriyor. Gök mermerden dokuz
sıra mukarnaslı yaşmağı ile yüksek endamlı altıgen mihrap nişi en
gelişmiş taş işçiliği örneklerindedir. Etrafını çevreleyen iki sıra
mukarnas bordür , iç taraftan kabartma çiçek ve yaprak frizi ile
sınırlanmış , yaşmak altında sarı yaldızlı rozetlerle süslenmiştir. İri
kabaralar yıldız biçiminde dört renkli kakmalarla canlandırılmıştır.
İki yandan Rumilerle kavranan iri palmet sıralarından bir tepelik, üst
kenar taçlandırmaktadır.
Korkuluk şebekleri ve yanlardaki zengin kabartma süslemeler ile mermer
minber, ince detaylı rumi ve palmet süslemeleri ile mihrabın
zenginliğine, gösterişine uygundur. Kapı kanatları ve pencere kapakları
da ağaç işçiliğinin en seçme örneklerindendir.1914 yılında oldukça
yüklü fakat ahenkli görünen kalemişleri, eski klasik devre uygun olark
mimar muzaffer bey tarafından düzenlenmiştir.
50 x m. Boyutu cami, iki kat pencerelerden bol ışık alan ferah bir
mekana sahiptir. Duvarlar üç taraftan 1.30 m. Yükseklikte mermer
kaplamadır. Girişte tek kapı üzerindeki geniş kubbe kemeri içine, önü
korkuluk hünkar mahfili yerleştirilmiştir. Küçük yarim kubbeler
altındaki mekanlar, kadınlar mahfilidir.
Kesme küfeki taşından muhtazam örgülü duvarlarla büyük kubbenin
oturduğu kare bölüm, yanlardaki küçük kubbeler ve son cemaat
kubbelerinden yüksek tutulduğundan cami abidevi bir etki kazanmıştır.
İki renkli taş kemerlerle orta kubbesi daha yüksek tutulmuş altı sütun
üzerine yedi kubbeli son cemaat revakının iki yanından tek şerefeli
zarif minareler yükselmektedir. Yanlara kapalı son cemaat yerinde mermer
sütunlar stalatktit başlıklı, kemerler kırmızı beyaz taştandır. Konya
Selimiye camii, dış görünüşü ile klasik omsalı mimarisinin güzel
örnekleri arasında yer olacak sultan yapısı çifte minareli bir eseridir.
Batı cephesinde 1209 (1794) de Valide Sultan Kethudası Yusuf Ağa
tarafından başlanıp, 1210 (1795) de Mehmet sadik adında biri tarafından
tamamlanan Yusuf ağa kütüphanesi yapılmıştır. Camiden pencereden bozma
bir kapı ile geçilebilen kütüphanenin, cami ile aslında bir bağlantısı
yoktur.
Matraçı nasuh’un menzilinde 16. Sayfada Konya kalesi v Mevlana
külliyesi resminde çifte minareli Selimiye camii görülmez, 944 (
1537-38) yılında henüz bu cami yoktu burada Mevlana türbesi, tek
minareli mescidi ve Yavuz Sultan Selim tarafından şadırvanı ile avlu
duvarları görülür. Mevlana türbesi’nde bulanan 973 (1565) tarihli
Arapça kitabede kanunini buradaki makamın (türbe) ve menzillerin
inşasını emrettiği yazılıdır. Bundan türbenin tamir ve tezyin,
menzillerin de inşa edildiği anlaşılıyor, caminin de inşasına başlanmış,
fakat imarethane yapılmıştı. Sonra II Sultan Selim imarethaneyi ve
tabhaneyi, III Murat da kekeyi yaptırmıştır.
Kanuninin ölümünden sonra II Selim’in ilk yıllarında cami tamamlanmış,
Süleymaniye , Yeni Cami adları verilmiş, II Selim imaretinini,
darüzziyafe’yi yaptırdıktan sonra Selimiye, sultan selim camii adın
almıştır. Babası adına yapıldığı için II selim kendi adı ile kitabe
koydurtmamıştır.996 (1598) yılında düzenlenen vakfiyesine göre II
selim tarafından caminin kuzeyinde yaptırılan imaret, 1958 de belediye
tarafından yıktırılmıştır. İmaretin tabhane denilen ve misafirlerin
yatıp dinlenecekleri kesmetaştan asıl yapısı, gösterişli bir kapı ile
doğuda, Mevlana türbesi tarından derviş odalarındakilere uygundu
sonradan buraya (tabhane –kurşunlu han ) denilmiştir.
Mevlana külliyesinin mescit son cemaat revakının hemen ön kısmında yer
alan tamamen gök mermerden yapılmış şadırvanın onsekiz dilimli mermer
göbeğinin Mevlana’nın torunu ulu arif çelebi zamanında dergaha
getirildiği söylenir . şadırvan 1512’de yavuz sultan selim tarafından
tutlu’dan su getirilerek yaptırılmıştır.1595’te III Mehmet zamanında ve
1868’de Abdülaziz’in isteği ile onarılmış, ahşap işlemeli, yuvarlak
kemerli saçağı 1929’da yıktırmıştır.
III sultan murat’ın daha alçakta ve yarıda kalan medresesi tabhane ile
Mevlana külliyesinin dervişleri odası arasında idi ( 100 yıl önceki
resim Süheyl Ünver koleksiyonundandır.)
Konya Selimiye külliyesi yapıldığı zaman Sinan, hassa mimarlarının başı
idi, fakat tezkerelerde onun Konya’da bir eseri olduğundan söz edilmez.
Dört duvar üzerinde oldukça ağır bir kitle halinde yükseltilen orta
kubbe, Sinan’ın kıvark üslübuna pek uygun değildir. Diğer taraftan
devrin sultanı için yapılan bir camide onun ilgisi olmaması pek kabul
edilemez. Erzurum’da Kıbrıs fatihi lala Mustafa Paşa Camii de Sinan’ın
tarifine göre kalfaları tarafından yapılmış olmalıdır.
KAYNAKÇA: OSMANLI DEVRİ MİMARISI
YAZAR : OKTAY ASLANAPA