Konak Pier

Dönem kapitülasyonlar dönemi. Gümrükler Fransızların elinde. Ege Bölgesi ürünlerinin yurt dışına çıkarıldığı yer İzmir Limanı. Sahil şeridi dar. Binalarla deniz kıyısı arasındaki dar alan teknelere yüklenmek üzere malların yığıldığı alan. Aynı zamanda dolaşım alanı. Oteller, gazinolar, restoranlar, özel tüccar kulüpleri, kahveler, tüccar yazıhaneleri, jandarma ve gümrükçü kulübeleri sahil şeridinde. Bu binalardan çıkanlar kendilerini, el arabaları, at arabaları, rıhtıma yığılmış üzüm-incir çuvalları, tütün balyaları, develer, deveciler, hamallar, tren, atlı tramvay, arasında buluyor. Rıhtım şeridi taş parke kaplı. Eski harabelerden sökülmüş iri mermer kesme taşlarla rıhtım kenarı inşa edilmiş durumda.

Fransızlar Sadrazamdan rıhtımı doldurma izni alıyor. En stratejik mevkii seçiyorlar. Kendi işletme imtiyazı altında olan Basmane Garını denize bağlayan yolun (Fevzi Paşa Bulvarı) uzantısındaki alanı 42 m genişliğinde ve 15 m denize doğru dolduruyorlar. Daha ileride yapılmış dolgu arasında kıyı taşlarının bulunması bunu gösteriyor. Dolguda moloz malzeme kullanılıyor. Dolgu kenarlarını iri kesme taşlarla sınırlamışlar. İki ahşap kulübe dikip bu alanı gümrüklü mal depolama alanı olarak kullanıyorlar. 1950’li yılların başı. Kıyı taşlarının bu dolgu alanı sınırında devam ediyor olması bunu gösteriyor.

Birkaç yıl içinde tek katlı bir Gümrük Binası inşa ediliyor. Bina 30 m x bir kenarı 5.00m diğer kenarı 7.00 m. Binanın kapısı üzerindeki levhadan 1954 yılında tamamlandığı anlaşılıyor. Karaya bakan cephesinin peşli olması mevcut rıhtım taşlarının temel olarak kullanılmış olmasından. Teras çatılı binanı su yalıtımı mermer tozu katkılı horasan harcı ile sağlanmış. Tavanda Volto döşeme kullanılmış. İhraç mallarının arabalarla, develerle dolgu alanına kontrollü geçirilmesi için İki büyük kapı yapılmış. Kapıların her iki yanında gümrük memurlarının ve güvenlik güçlerinin çalışma ofisleri bulunuyor. Fransızlar elde ettikleri rıhtımı doldurma imtiyazını pekiştirmek için binanın prestij binası olmasına özenmişler. Oranlı ve karaya bakan cephesi taş söveli pencereler ve kapılarla, architrav görevi yapan çatı parapeti ve bina aksındaki süslemeleri, köşeleri sınırlayıcı dairesel yontulmuş köşe taşları ile bu özeni ifade ediyor.

İşte, deniz doldurularak yapılan bu ilk yapının (o zaman mendirek ve Pasaport İskelesi inşa edilmemiş durumda) rıhtım şeridinin deniz tarafında yer alması ile ileride geliştirilecek binanın kentle deniz ilişkisi de şekilleniyor.

Fransızlar ihtiyaç duydukça denizi doldurarak gümrüklü malların depolanma alanını denize doğru genişletiyor. Dolgunun yapılmasının ikinci gerekçesi olarak, deniz nakliyatında daha büyük tekne ve gemilerin kullanılmaya başlanması ve mevcut kıyıdaki su derinliğinin bu gemilerin yanaşmasına izin vermemesi.

Sonuçta, denizin dolgusu 40 m genişliğinde bir şerit olarak 100 m uzunluğu aşıyor. Bu dolgu aynı zamanda kısmi bir dalgakıran vazifesi görüyor.

Bu dolgunun en son ucuna ilk olarak inşa edilen “Fransız Gümrük Binası” ile aynı boyutlarda, aynı planda (30 x 5m), aynı inşa tarzında ikinci bir bina daha inşa ediliyor. Bu binanın 1860’dan sonra inşa edildiği sanılıyor. Tek katlı olarak inşa edilmiş bu binaya iki yüksek kapıyı bölen volta döşeme ile ara kat ilavesi yapılmıştır. Daha sonra, 1900’lu yılların başlarında yığma tuğla duvarlar ve 1. kat tavanı betonarme döşeme olarak ikinci bir kat ilave ediliyor. Betonarme döşemesi üzerine oturtma ahşap makas ile çatı strüktürü bulunmaktadır. Daha ileriki yıllarda binanın Güney cephesine ilave merdiven inşa edilerek üst katının bir bölümünün bağımsız kullanılması sağlanmıştır. Bu bina herhalde giderek artan ithal mallarının girişinin kontrolü için yapılmış. Son dönemlerde kılavuz kaptanların çalışma ve dinlenme mekanı olarak kullanılmış olduğundan bu binaya “Kılavuz Kaptanlar Köşkü” dedik.

Gümrük işlemlerinin ve hacminin artması nedeniyle dolgu alanın her iki ucuna inşa edilmiş olan binalar yetmemeye başlayınca, dolgu alanın orta kısmına 2 katlı yığma taş Gümrük yapısı inşa ediliyor. Yıl 1865-70. Zemin kat tavan döşemesi volto (voulted) olan binanın çatısı düz teras çatı olarak yapılmış. Bir dönem ahşap oturtma çatı üzerine marsilya tipi kiremit ile kaplanmış. 1954 yıllına kadar Gümrük binası olarak kullanılmış bu binanın çatısı çıkan bir yangında yanmış ve üst kat döşemesi çökmüş. Binanın, dolgu alanın her iki yanındaki rıhtıma olan cepheleri özenle düzenlenmiş; oranlı bir bina. Cephelerde masif beyaz kesme mermer payandalara oturtulmuş tamamı mermer balkonlar, beyaz mermer söveli pencere ve kapılar bulunmakta. Moloz yığma taş duvarlar serpme sıva ile kaplanmış. Binanın boyutları 30m x 16,55m. Binanın bu boyutlarda planlanmış olması ve konuşlandığı yer, daha ileride yapılacak inşaatların da planlanmış olmasından kaynaklanıyor. Dolgu alanının her iki ucundaki binalar ile bu bina arasındaki boşluklar zamanla 5.00 m akslarla inşa edilmiş binalarla doldurulmuş. Bu binayı “Taş bina” olarak adlandırdık.

İlk aşamada, 1975 yıllarında bu binanın her iki yanına 8’er adet x 5.00m akslarla moloz taş duvar ve ahşap kolon ve çatı makasları ile kapalı depo binaları inşa edilmiştir. O güne kadar açık alanda depolanan malların korunması sağlanmış bu şekilde. Bu binanın yapıldığı dönemi ve üzerindeki kitabeden sadrazam talimatıyla yapıldığı dikkate alınarak “Osmanlı Gümrüğü Binası” dedik.

1870-1875 yılları arasında bu 3 binanın aralarına, birisi 9 x 5.00 m, diğeri 11 x 5.00 m akslarında, döküm kolonlarla taşınan çelik profil çatı makasları şeklinde bina “Antrepo Binaları” ilave edilmiştir. Binaların çatıları ahşap kiremit altı tahtası üzerine marsilya kiremit kullanılarak örtülmüştür. Osmanlı Gümrük Binası depo kısımları ile antrepo binaları bu etap inşaatlar sırasında açılan taş söveli arkadlı kapılarla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, bu iki çelik konstrüksiyon antrepo binası inşaatı sırasında moloz taş duvarlarda 15 x 40 cm nişler bırakılmış ve bu nişlere daire kesitli döküm kolonlar yerleştirilmek suretiyle sundurma ilavesi yapılmıştır. Nitekim daha önce inşa edilmiş olan Osmanlı Gümrüğü binasında bu nişler bulunmadığından 10 m ara ile kolon konmuş sundurmanın ara çelik makasları doğrudan sıvalı moloz taş duvarlara bağlanmıştır. Sundurma altındaki bu rıhtımın genişliği 11.50m’dir.

1905-1913 yılları arasında, deniz bir kez daha doldurularak, “Büyük Hol” olarak adlandırdığımız, bölüm inşa edilmiştir. Bu bölümün inşaatında içi boşluklu (çatı suyu drenajı için) font döküm dairesel kolonlar ile birer atlayarak çift UPN profil kolonlar ve çelik profil çatı makasları kullanılmıştır. Çatı örtüsü oluklu galvanize saçtır. Çelik profillerin üzerindeki markalamadan bunların Belçika’da imal edildiği anlaşılmaktadır. Temeller münferit betonarme olarak inşa edilmiştir. Aralarında bağlantı yoktur. Temel arasında beton kanallar, içi boş pik döküm kolonlardan inen yağmur sularını toplamaktadır. Kanalların taban kotu deniz suyu seviyesinden 10 cm aşağıdadır. Böylece en yoğun sağanaklarda bile kanalların şişmesi önlenmiştir. Bu holün döşemesi parke taş kaplanmıştır. Bazalt ve andezit karışık olarak kullanılmıştır. Büyük holde mal taşınmasını kolaylaştırmak için dekovil rayları döşenmiştir. Bir grid teşkil edecek şekilde döşenmiş rayların kesiştiği yerlerde arabaları 90 derece döndürerek dik hata geçmesini sağlayan rotüller yerleştirilmiştir.

1960’lı yılların başından itibaren binayı T.D.İ. kullanmaya başlamıştır. Kılavuz Kaptanlar Köşküne 1 kat ilavesi yapılmış, yanındaki antrepo trafo, jeneratör, hurda ambarı, araç park yeri, arşiv, voleybol sahası ve drolit bölme duvarlarla ofislere ayrılmış durumdaydı. Güney rıhtımındaki sundurma ise oluklu galvanizli saçlarla kapatılarak TDI’nin yedek parça deposu olarak düzenlenmişti.

Taş Bina ve yanındaki iki ahşap karkas antrepo binası 1974 yılında Deniz Kuvvetlerine verilmiş. Bir bölümü er yatakhanesi, taş binanın zemin katı, trafo, jeneratör, revir, diğer antrepo kısmı ise ahşap bölmelerle bölünmüş şekilde Komodorluk ofisleri şeklinde düzenlenmişti. Ayrıca, Fransız Gümrük Binasının da bir bölümü Komodorluk tarafından kullanılıyor.

1955-60 yıllarında, binanın yeni ilave edilen büyük holü yanında belediyeye ait 40 m2 parsel üzerinde balık satan birkaç dükkan bulunmaktaydı. Bunlar yetmeyince Belediye Büyük Holün Güney cephesinde “Balıkhane” düzenlendi. O dönemi yaşayan İzmirliler bu binaya “Balık Hali” adını taktılar ve öyle anıyorlar.

Binanın bu bölümünün bir kısmı (Güney rıhtımındaki sundurma altı) 1996 yılına kadar Belediyenin Şirketi TANSAŞ tarafından Araç Sevk Amirliği olarak kullanılmaktaydı. Aynı dönemlerde, Belediye Sundurma girişi ile Büyük Holün Gümrük Meydanına bakan Doğu Cephesi duvarı yanına briket ve tuğla duvarlarla ayırarak, bu bölümü ESHOT Otobüs Hareket Amirliği ve Koltuk Ambarı ve Atölye olarak kullanmaya başladı.

Büyük Holün tamamı ile Fransız Gümrük Binasına bitişik çelik konstüksiyon antrepo kısmı I.B.Ş.Belediyesi tarafından 1988 yılında ile T.C. Devlet Denizcilik İşletmeleri’nden kiralanmış ve Belediyenin Şirketi IZULAŞ tarafından OTOPARK olarak kullanılmaya başlandı. Araçların geçişi için taş söveli arkad kapılar genişletildi, duvarlarda delikler açıldı. O dönemi yaşayan İzmirliler bu binayı “Konak Otoparkı” olarak adlandırdılar.

Sizin de tespit ettiğiniz gibi, Gümrük Yarımadası kent hayatının ve kimliğinin dışında kalmış bir durumdaydı. Bunun iki temel nedeni olduğunu düşünüyorum. Yukarıda da açıkladığım gibi bina, kornişin, kentin bir dönem en canlı ticaret ve eğlence merkezi olan kordonun uzantısında deniz doldurularak ve mal depolamak üzere inşa edildi. Bu konumu ve işlevi zaten kent yaşamından kopuşunu oluşturan başlıca nedendir. İkincisi ise, Limanın taşınması ve Gümrüklü Mal Depolanması ihtiyacı bu alandan kalkması binayı işlevsel yönden iyice atıl duruma getirdi. Bir bölümünün sivil toplumun girmesi yasak olan Deniz Kuvvetlerinin, diğer bölümünün toplumla mekansal ilişkisi olamayan Denizcilik İşletmelerinin kullanımında olması binayı kent yaşamından kopuk bir duruma getirmişti.

Daha sonra binanın bir bölümün kısa bir süre Balık Hali olarak kullanılmış olması kentli ile bina arasında bir ilişkiyi yarattığını görüyoruz. Ancak Otopark olarak hoyratça kullanılması binanın ciddi bir şekilde hasarlanmasına yol açtı.

Aslında, 1924 ve devamındaki yıllarda yapılan ilk İzmir kenti İmar Planında limanın ve depoların buradan kalkması yer almıştır. Ancak, Belediyenin kaynak bulamaması nedeniyle gerçekleşemeyen bu konu 1950’li yıllarda yapılan yeni imar planı ile tekrar gündeme gelmiş.

Alsancak’ta yer alan eski Aydın hattı Garı yeni liman yeri olarak tespit edilmiş ve takip eden yıllarda yatırıma başlanmıştır. Bu uygulama sonucu gümrük depoları önemini kaybetmeye başlamış ve peyderpey terkedilmiştir.

Zaman içinde, bakılmayan binanın çatı örtüsünün de yer yer bozulması ve fener camlarının kırılması dolayısıyla dış hava şartları yapının içine girmiş ve bu da çelik konstrüksiyonun korozyonuna ve diğer tahribatları hızlandırmıştır.

www.konakpier.net
Konak Pier'in Harita Üzerindeki Yeri