Üsküdar İskele Meydanı'nda ve Mihrimah Sultan Medresesi'nin meydana inen merdivenlerinin karşısında ve imaretin sol tarafında idi.1547'de Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.1930 tarihlerinde temel duvarları duruyordu. Halkın Fatih Hanı dediği bu bakiyeler ve imaret, dinamit kullanılmak suretiyle sökülmüştür.
Evliya Çelebi, Üsküdar'da onbir kadar misafirhane bulunduğunu belirttikten sonra "birisi iskele başındaki camiin iki tarafında, deniz kıyısında yüzer ocaklı, yüzer tavla at alır kervansaraydır ki, güya sağlam bir kaledir. Baştan başa kurşun ile kaplıdır ki, gelip gidene minnetsiz evdir. Mihrimah Sultan hayratıdır, " demektedir.
Dikdörtgen şeklindeki bu kervansarayın, Büyükçekmece'deki kervansarayın bir eşi olduğu sanılmaktadır. Buda muntazam kesme taştan yapılmış olup Mimar Sinan yapısıdır. Geniş "kemerli kapısından girildiğine göre, iki yanı, boydan boya birer sed-sofa üstünde ocaklardır. Vaktiyle her ocak başına konan yolcu-misafirler, çatıya dayak olan direkler arasında ve direklerle duvar arasında bulunan demir bağlantı çubuklarına kilimler ve çarşaşar asmak suretiyle o ocak başlarını odalaştırırlardı. "Mimar Sinan yapısı olduğu halde Tezkiretü'l-Ebniye'de ismi yazılı değildir.
Evliya Çelebi'nin muasırı Eremya Çelebi, (1637-1695) "Üsküdar sahilinde, ağaçlar içinde görülen büyük cami ile hanlar, Sultan Süleyman tarafından kızı Mihrimah için yaptırılmıştır. Üç tarafında At pazarı, Çarşı-pazar, fırın ve hamam bulunan bu yer bir fiehristan'dır, " demektedir. Ermeni yazarı, Mihrimah Sultan Kervansarayını han diye yad etmektedir. Vakfiyesinde bu tabir kullanılmıştır. Müellifin açıklamasından Üsküdar Atpazarı'nın daha evvel burada kurulduğu anlaşılmaktadır.