Sarıyer'de Yenimahalle caddesi üzerindedir. II. Mustafa zamanında (1695-1703) sadrazam kethüdası olan Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Hadikatü’l Cevamî’de 1720-1721’de Nevşehirli İbrahim Paşa’nın kethüdası Mehmet Ağa tarafından tamir ettirildiği ve bu sırada bir minare eklendiği yazılıdır. Yapının 19. Yüzyılın ortalarında yenilendiği mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır. İlk yapıldığında, deniz kıyısında yer aldığı, zamanla kıyının doldurulması sonucu biraz daha içeride kaldığı tesbit edilmiştir. Nitekim deniz yönünde kayıkhanelerin bulunduğu, kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Kıble doğrultusunda gelişmiş, derinliğine dikdörtgen bir alana yayılan yapı, kâgir duvarlı ve ahşap çatı ile örtülüdür. Bir bodrum katı üzerine oturtulan caminin, kapalı bir son cemaat yeri ve harimi bulunmaktadır. Cümle kapısı kuzeyde, mihrap ekseni üzerindedir. Ana mekân, sekizgen kesitli, pilastr başlıklı yedişer ahşap sütunla derinliğine üç nefe ayrılmıştır. Sütunlar kuzey, doğu ve batı duvarları boyunca mihrap duvarına kadar uzanan fevkani mahfili taşırlar. Mahfilin, kuzey kanadında , mihrabın karşısına gelen kısmı yarım daire bir çıkma yapmaktadır. Aşağıdakilerle aynı hizada olan ahşap sütunlar çatıyı desteklemektedir. Üst katta batı yönündeki pencerelerden beş tanesi kapı olarak kullanılmakta, bu açıklıklardan son yıllarda yapıya eklenen kadınlar bölümüne geçilmektedir. Kuzeydeki ana girişten başka, doğu duvarında bir yan giriş bulunmaktadır. Duvarlar dışardan, kesme taş örgüsüne benzer şekilde taraklı mozaikle kaplıdır. Bütün cephelerde iki sıra halinde, dikdörtgen açıklıklı ve kesme taş söveli pencereler sıralanmaktadır. Gerek pencere söveleri gerekse de aynı özellikleri gösteren cümle kapısı söveleri pilastr şeklinde yontulmuştur. Yalnızca ana girişin üstünde daire şeklinde bir pencere açılmıştır.
Harimin tavanı, boydan boya, ince ve kalın çıtalarla yapılmış, sivri uçlarında iç içe geçen baklava şekilleriyle düzenlenmiştir. Bu düzenleme yer yer kare çerçeveler içine alınmış, çiçek süslemeleri ile renklendirilmiştir. Mihrap beyaz ve siyah mermerle üslupsuz bir şekilde yenilenmiştir. Ahşap minberin kapısında ve köşk kısmının sütunlarında, II. Mahmud devrinden itibaren yaygınlaşan çubuklu süslemeler bulunmaktadır. Minberin köşk kısmının üzerinde, sekizgen prizma biçiminde bir kasnağa oturan piramit şeklinde bir külah bulunmaktadır.
Kuzeybatı köşesindeki minarenin, yapı kitlesi içine gömülü kaidesinin kuzey yüzünde, diğer pencerelerle aynı boyutta üst üste iki sağır pencere vardır. Kesme taştan inşa edilmiş, silindir gövdeli minare, birçok geç devir örneğinde olduğu gibi, yine kesme taştan, soğan kubbe biçiminde bir külahla son bulmaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesinde, basık bir kitle halinde abdest mekânları yer almaktadır.