Eskişehir İli, Merkez, Akarbaşı Mahallesi, Atatürk Bulvarı No: 86’da bulunmaktadır.1945 yılında çevreden derlenen eserlerle Alaaddin Camii’nde depo - müze olarak kurulmuş, 1966 yılında Kurşunlu Camii Külliyesinde müdürlük olarak hizmete açılmıştır.1974 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. Eserler, kronolojik bir düzen içinde, müzenin üç teşhir salonunda ve bahçede sergilenmektedir.
Müzenin Birinci Salonunda; Tarih Öncesi Çağlara ait bitki ve hayvan fosilleri ile Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit ve Frig çağlarına ait eserler sergilenmektedir. Yazılıkaya, Demircihöyük, Küllüoba Höyük, Şarhöyük ve Sarıket, Küçükhöyük, Uluçayır, Çavlum mezarlıklarında yapılan kazılarda elde edilen buluntular da bu bölümde teşhir edilmektedir.
Demircihöyük, Anadolu yaylasının Marmara kıyı bölgesine geçiş yerinde bir ova kıyısında, Bursa - İstanbul karayolunun kuzeyinde ve Söğüt sapağının hemen batısında yer almaktadır. Burası binlerce yıldan beri Kuzeybatı Anadolu’nun ana ulaşım yolunu teşkil etmektedir. İlk deneme kazıları 1937’de Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Prof. Dr. Kurt BİTTEL tarafından yapılmıştır. Bir süre ara verildikten sonra, kazılar Prof. Dr. Manfred KORFMAN’ın yönetimi altında 1975’te yeniden başlamış ve 1978 yılında sona ermiştir. Demircihöyük kazıları Kuzeybatı Anadolu’da yapılan ilk sistemli araştırmadır ve bu araştırma ile bu bölgedeki maden devrinin başlangıcı hakkında geniş bilgi edinmek mümkün olmuştur.
Demircihöyük’ün 250 m. kadar batısındaki teras üzerinde yer alan Demircihöyük - Sarıket Mezarlığı da 1990 - 1991 yıllarında kazılmıştır. Bursa Müzesi ile İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün çalışması olarak, Prof. Dr. Jürgen SEEHER yönetiminde gerçekleştirilen Sarıket Mezarlık Kazısı buluntuları, Eskişehir Müzesine teslim edilmiştir. Bu kazı, 350 km. uzaklıktaki Karataş - Semayük’ten sonra Batı Anadolu’da yerleşmesi ile kazılmış ikinci büyük mezarlık kazısıdır. Toplam 498 İlk Tunç Çağ’a ve 26 adet büyük olasılıkla Hellenistik Çağ’a ait mezar kazılmıştır. Gerek gömü türleri, gerekse keramik ve küçük buluntuların detaylara kadar inen benzerliği, Sarıket Mezarlığı ile 25 km. kadar batıda yer alan Küçükhöyük Mezarlığının en azından bir kısmının tamamen çağdaş olduğunu göstermektedir. Böylece, bu bölgeden İlk Tunç Çağına ait yaklaşık 700 mezar çıkmış bulunmaktadır.
Küçükhöyük Mezarlığı, Bilecik İli, Bozüyük İlçesi, Bozüyük - Eskişehir karayolunun beşinci km. sinde, yolun 100 m. kuzeyindedir. Yerleşim yerinin 400 m. doğusunda, yamaç arazide kurulmuş olan mezarlıkta, 1983 - 1984 yıllarında, Eskişehir Müzesi elemanlarınca kazı yapılmıştır.
Şarhöyük, Eskişehir’in kuzeybatısında, Merkez, Şarhöyük Mahallesindedir.1972 - 1973 yıllarında, Höyüğün 300 m. doğusunda yapılan Çocuk Cezaevi temel hafriyatında, Geç Roma iskanına rastlanmış, çıkan mozaikler Müzeye getirilmiştir. Antik Dorilaion şehri olarak bilinen Höyükte, Prof. Dr. A. Muhibbe DARGA’nın başkanlığında, 1989 yılından beri kazılar yürütülmektedir.1997 yılı kazı sezonunda gün ışığına çıkan mühür baskılı amphora kulpu parçası, antik çağda Sakarya Nehri ticaretine ışık tutması açısından önem arz etmektedir. M. Ö. 3. yüzyıla tarihlenebilen amphora kulpu parçası yanısıra, Alpu - Kocakızlar Tümülüsünde bulunan amber de, Sakarya Nehri ticaretinin anlaşılmasında; şehir devletlerinin ekonomik üstünlüklerini nerelere kadar, ne müddette uzattıklarının belirlenmesinde önemlidir.
Küllüoba Höyük, Seyitgazi İlçesi, Yazıdere -Yenikent karayolunun 200 m. kadar sağında ve Yenikent Köyüne 1300 m. uzaklıktadır. Prof. Dr. Turan EFE başkanlığında sürdürülen kazılar, 1996 yılında başlamış olup, 4 yıldır devam etmektedir. Kazıda, yerleşmenin beyine ait bir saray olarak nitelendirilebilecek oldukça anıtsal bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır. İlk Tunç 2 dönemine ait bu kompleksin planı, bir sonraki İlk Tunç 3 döneminde, Kuzey Ege’de; Troia ve Limni Adası’ndaki Poliochni yerleşmesinden bilinen ev planları ile tamamen benzeşmektedir. Kayseri yakınlarında yer alan Kültepe’de ortaya çıkarılmış olan İlk Tunç 3 Sarayı’nın planı da aynı özellikleri taşımaktadır. Küllüoba Sarayı’nın esas önemi, bunların hepsinden daha eski olmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu ev planının, Eskişehir bölgesinden çıkmış olabileceği düşünülmektedir.
Çavlum Mezarlık alanında 1999 yılında, Eskişehir Muze Müdürlüğünün başkanlığında, Yrd. Doç. Dr. A. Nejat BİLGEN’in bilimsel sorumluluğunda bir ekibin katılımıyla, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğünce finanse edilerek, kazı yapılmıştır. Bölge arkeolojisi için önemli olan, bölgenin M. Ö.2000 yıllarına ışık tutan Çavlum Mezarlığının kazısına 2000 yılında devam edilecektir.
Müzenin İkinci Salonunda; Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden eserler ile Antik ve İslami devirlere ait sikkeler yer almaktadır. Alpu - Kocakızlar Tümülüsü ve Sivrihisar - Pessinus kazılarından elde edilen eserler ayrı gruplar halinde sergilenmektedir.
Alpu İlçesinin kuzeybatısındaki Bozyir Mevkiinde, 1972 yılında D. S. İ. tarafından sulama kanalları açılırken, Kocakızlar Höyük’te tahribat olmuş ve bu esnada Kocakızlar Tümülüsü bulunmuştur. Ufak höyük altına yapılmış olan Tümülüste, Eskişehir Müzesi Müdürlüğünce kurtarma kazısı yapılmıştır. Kazı buluntuları, oda mezarın zengin ve asil aileye ait olduğunu göstermektedir. Kocakızlar Tümülüsü, planı ve mezar eşyası ile başka tümülüslere benzememektedir. Benzerlerine, Anadolu’da Roma dönemine ait mezarlarda rastlanmamıştır. Buluntular, mezarın M. Ö.1.- M. S.1. yüzyıl içinde yapılıp, birkaç nesil kullanıldığını ortaya koymaktadır.
Taş eserlere ayrılan Üçüncü Salonda; Roma ve Bizans dönemlerinden mermer adak heykelcikleri, heykeller, pişmiş toprak lahitler, Şarhöyük (Dorylaeum) mozayikleri ve Sivrihisar - Babadat Kazısı ile Han Yeraltı Yerleşimi Kazısı buluntuları teşhir edilmektedir.
Eskişehir Müze Müdürlüğü’nün 1981yılında, Sivrihisar İlçesi, Babadat Köyü’nün 500 m. güneyinde, Ödenyaka Mevkiinde, Roma İmparatoru Augustus’un eşi adına Galatia sınırları batısında kurulmuş Germa Colonia antik kentinde yapmış olduğu kazıdan gelen Hygieia heykeli, anıtsal görünümüyle teşhirde dikkat çekmektedir. Ayrıca örenyerinden gelen Latin kitabeli mil taşı bahçe teşhirde yer almaktadır. Dorylaeum’dan Ancyra’ya giden antik kral yolu, Germa şehrinin güneyinden geçmektedir.
Bahçedeki açık teşhirde; Mermer heykeller, mezar ve adak stelleri, lahitler, mil taşı, mimari parçalar ve pişmiş toprak küpler teşhire sunulmuştur.
Eskişehir Müze Müdürlüğü’nün 1985 yılında, Merkez, Karahöyük Köyünde yapmış olduğu Bizans Dönemi Köprüye ait ayakların bulunduğu kurtarma kazısında ele geçen ve onur yazıtından iki satır içeren mermer kaide parçası, Midaeum antik kentinin lokalizasyonunda önemini vurgularcasına Müze bahçe teşhirinde yerini almıştır.
Bahçe teşhirdeki stellerin yazıtlarının çoğu tarihleme bakımından M. S.2. ve büyük çoğunluk 3. yüzyıla aittir. Günümüze ulaşabilmiş bu belgelerin tartışılmaz bir yeri ve önemi vardır. Bunlar birinci elden kaynak durumundadır. Sanki geçmişten kalan belgesel fotoğraflardır, sessiz tanıklardır.
İRTİBAT Tel : (0 222) 230 13 71 Fax : 230 17 49