11. yüzyılda Gürcü Bana Krallığı’na ait bir tarihi eserdir. Yörede Penek Kalesi olarak bilinmesine rağmen bu yapı gerek plan ve cephe özellikleriyle, gerekse yapım tarzıyla kapsamlı bir kilise özelliği göstermektedir. Yöredeki diğer kiliselerle karşılaştırıldığında plan ve cephe özellikleriyle, yapım tekniğiyle farklılık arz etmektedir.
Yakın çevresinde kayalara oyulmuş mezar odasının olması, kendine has su yollarının izlerini taşıması, bu kilisenin dinsel bir merkez olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Plan olarak yöredeki diğer kiliselerden farklıdır. Diğer kiliselerde plan genelde dikdörtgen şeklindedir. Bu kilisenin planı daire şeklindedir. Ana mekânın üzerinin kubbeyle örtülü olduğu tahmin edilmektedir. Kubbe tamamen çökmüş durumdadır. Günümüze ana mekânın kubbe kasnağına kadar olan duvarları ve kısmen de çan kulesi kalmıştır. Ana mekânın içi tamamen kubbe molozlarıyla dolmuştur. Yapının kubbe kasnağına kadar olan kısmı ince sarı küfeki taşından, kubbe kasnağı, duvar içi dolguları, ana mekân kemer araları gelişigüzel moloz taşlarla örtülmüştür.