İmralı adası, Marmara Denizi'ndedir. Armutlu Yarımadasının batı ucundaki Bozburun'a yaklaşık 20 km, Bursa, Karacabey kıyısındaki Susurluk Çayı ağzına 12 km uzaklıktadır. Bursa ili sınırları içinde kalır, günümüzde üzerinde yerleşim birimi bulunmaz. Yüzölçümü bakımından Marmara, Paşalimanı ve Avşa'dan sonra Marmara Denizi'ndeki dördüncü büyük adadır. Yüzölçümü 9,99 km2 kıyılarının uzunluğu ise 19,4 km'dir.
Tarihçe
Orhan Bey'in komutanlarından Emir Ali'nin Bizanslılardan aldığı adanın Kalolimnos olan adı Emir Ali olarak değiştirildikten sonra, zamanla İmralı'ya dönüştü. Ada, Osmanlı döneminde Mudanya kazasına bağlı bir nahiyeydi. 20. yüzyıl başlarına değin varlığını koruyan üç Rum köyü vardı. 1913 yılında adada 250 hane, bir okul, üç manastır vardı ve tamamı Rumlardan oluşan 1.200 kişi yaşıyordu. Adanın başlıca uğraşları soğan tarımı ve balıkçılıktı. Yetiştirilen soğanlar İstanbul'a satılıyordu. Sebze yetiştirilmediği için adalıların başlıca gıdasını balık oluşturuyordu.
Lozan Antlaşmasından sonra Nüfus Mübadelesi (1924) ile adanın halkının Yunanistan'a gitmesi üzerine, İmralı Adası bir süre boş kaldı. 1935'te inşaat ustası hükümlü Fahri Usta tarafından harabe halindeki bir kilisenin duvarları tamamlanarak koğuşa çevrilmesiyle faaliyete geçen İmralı Cezaevi’nin ilk konukları, cinayet suçundan ceza almış 50 hükümlüydü. Türkiye'nin ilk yarı açık cezaevi burada kuruldu. 1937 tarihli Cumhuriyet Almanağı’nda, İmralı Cezaevi’nin ilk yıllarından kısa bir yazı ve yukarıdaki fotoğraflar yer alıyor: “Hapse mahkûm olan mücrimlerin, salah bulmuş birer vatandaş olarak yeniden hayata karışmalarını temine çalışan Cumhuriyet Hükümeti, asrî hapishaneler tesisine gayret ederken, İmralı Adası’nı bir nümune hapishanesi haline getirmiştir. Buradaki mahpuslar tamamen serbest bulunmakta, ziraat işlerile uğraşarak mahsullerinin kazancı ile kendilerini geçindirmektedirler.”
Yassıada Yargılamaları sonunda ölüm cezasına çarptırılan Demokrat Parti dönemi başbakanı Adnan Menderes, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan'ın cezaları burada infaz edildi. Naaşları 29 sene İmralı Adasında kaldıktan sonra, 17 Eylül 1990 tarihinde buradan İstanbul'daki anıtmezara nakledildi. 1999'da, PKK lideri Abdullah Öcalan buraya nakledilene kadar adadaki mahkumların çalıştığı tarımsal işletmelerin ürünleri İstanbul ve diğer şehirlerde satılmaktaydı, mahkumlar sabun ve konserve fabrikası gibi fabrikalarda çalışıyorlardı ve belli bir ücret alıyorlardı.
Coğrafi Özellikler
Kabaca kum saati veya 8 rakamını andıran bir biçimi vardır. Kuzey-güney doğrultusunu izleyen ana ekseni 6 km'yi bulur. Kuzeyde 3 km'ye varan genişliği orta kesimlerde daralarak 620 m'ye kadar iner; güneye doğru yeniden genişler. Daha yüksek olan kuzey kesimi Bahritepe'de 217 m'ye ulaşır. Güney kesimi alçalarak Sığburun'da sona erer.