Tarihin karanlık çağlarından beri veya insanlığın yerleşik hayata uyum sağladığı tarihten bu yana bir barınma ve iskân yeri olarak kullanılan Hasankeyf’teki bu mağaralar, yapılış biçimlerinden hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelmiş ve her devirde bu çok fonksiyonlu özelliklerini korumuşlardır. Yaklaşık 4000 adet civarında olan bu mağaralar, milattan yıllar önce Kuzey Mezopotamya da hükümranlık sürdüren mağara devri sakinleri olan Sümerlere, Asurlulara ve Babillilere barınma merkezi olmuşlardır.
Başlı başına bir yerleşim alanı ve tarihi süreç içinde birçok medeniyetlerin merkezi olan bu mağaralara, karşı kayalıklardan birleşik kaplar esasına dayalı sifon benzeri bir sistemle, düz alanlara döşenen künkler ve kayalıklara oyulan kanallardan sonra 200 metre derinliğindeki bir vadiden de geçirilerek temiz su ulaştırılmıştır. Fizik Kanunlarına ilham olmuş çok sayıdaki su sistemleri, Hasankeyf’teki su medeniyeti içinde görmek, her zaman mümkündür.