Kaya Mezarı

Kentin girişinde boğazın daraldığı noktada yer almaktadır. Mezar odasına kayaya oyulmuş 18 basamaktan oluşan bir yol ile ulaşılır. Mezar odası tek mekan dan oluşmakta ve içerisinde tek kişilik kline (1) bulunmaktadır. Mezarın dış cephesi basık kemer şeklinde oyulmuş kemerin içi medusa başıyla süslenmiş ve kemerin her iki yanı kartal motifleriyle süslenmiştir.

(1) Kline: Arkeolojik terim, ölü yatağı.

LAHİTLER

Şehrin girişinde diğer antik kentlerde olduğu gibi ilk olarak metropoldeki lahitlerle karşılaşılır. Burada bulunan lahitler tamamen kesme taştan gövde ve kapak olarak iki parça yapılmıştır. Lahitlerin büyüklükleri 1, 5-3 metre, ağırlıkları 1-3 ton arasında değişmektedir. Fakat bunların arasında bir istisna bulunmaktadır. Şu an Alanya Müzesinin bahçesinde bulunan lahit bir oda büyüklüğünde olup, 3 metre yüksekliğinde ve 10 ton ağırlığındadır. Metropolde bulunan lahitler çok çeşitlidir. Bazıları son derece sade ve yalın, bazıları ise kapakları çatı biçiminde olup kapakların baş kısmı aslan başı kabartmalarıyla bezenmiş, çatının tepe ve saçak kısımları ise akrotellerle süslenmiştir. Ayrıca bazı lahitlerin de ön kısmında ölen şahsın hayatını şiirsel bir dille anlatan dörtlükler yer almaktadır.

Bölgede bulunan yazıtlar G. E. Bean’e göre Roma kıyı şehirleriyle farklı karakterlerde olup milattan sonra 1. Ve 2. Yüzyıllarda yazılmış olabileceğini savunmaktadır. Aynı zamanda burada yaşayan insanlarında farklı ırklardan olduğunu ileri sürmektedir. Dış etkilerden uzak koyak tipi bir vadi içerisinde kurulmuş olan kentin yabancılarla ilişkileri son derece zayıftı.

Üzerine kurulmuş olduğu dağın isminden anlaşılacağı gibi yöre su kaynakları açısından son derece fakirdi. Kent merkezinde bir adet sarnıç bulunmakta ve kent merkezine en yakın su kaynağı 10 dakika uzaklıkta bulunmaktadır.