Yakutiye Mahallesi’nde, ana cadde üzerinde bulunan bu yapının medrese olduğu da iddia edilmiştir. Ancak yapıldığından günümüze kadar geçen süre içerisinde Bimarhane (Darüşşifa)olarak tanınmıştır.
Bu yapıyı Anadolu Selçuklularının yıkılmasından sonra Amasya’nın İlhanlı hakimiyeti döneminde, İlhanlı Hükümdarı Olcayto Mehmet Hüdabende ve eşi İlduş (Yıldız) Hatun adına köleleri Amber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yıllarında yaptırılmıştır. Anadolu’da buna benzer örneklere Sultaniye’de, Sivas ve Divriği Darüşşifalarında rastlanmaktadır.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapılan Darüşşifalar (Bimarhane), diğer sosyal ve tıbbi yapılardan farklıdır. Bunlarda akıl hastalarının müzik ve su sesi ile iyileştirilmesi öncelik kazanmıştır. Amasya Bimarhanesi de bunun bir örneğidir.
Amasyalı bir hekim olan Sabuncuoğlu Şerafeddin bu Darüşşifada 14 yıl hekimlik yapmıştır. Burada “Cerrahiye-i al Haniye” isimli tıbbi minyatürlerle süslü bir kitap yazarak dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmet’e sunmuştur.
Bimarhane, revaklı avlusu, iki eyvanı ile Klasik Selçuklu medrese planının bir benzeridir. Amasya Darüşşifası (Bimarhane) dikdörtgen planlı olup, giriş cephesi diğer cephelere göre daha farklı olup, Selçuklu medreselerinde olduğu gibi abidevi görünüşlüdür. Klasik Selçuklu yapılarının tüm özelliklerini taşıyan Darüşşifanın özelliklerinden biri de girişin kilit taşında bağdaş kurmuş bir insan figürünün işlenmiş oluşudur.
Girişin iki yanında pencere nişleri bulunmaktadır. Yuvarlak kemerli girişin üzeri mukarnaslı, sivri kemerli olarak devam eder. İki yanlar üçer şerit halinde geometrik şekillerle bezenmiştir. Buradaki taş oymalar son derece ince yapılmış olup, kıvrık dal, yaprak motifleri portali süsleyen geometrik bezemeyi tamamlamaktadır. Portalin köşelerinde silindirik kulelerle cephe daha belirginleşmiş, ilk kez Sivas’ta görülen palmet ve Rumiler burada da karşımıza çıkmıştır. Darüşşifanın duvarları kesme taşlarla örülmüştür.
Darüşşifa’nın giriş eyvanının iki yanında iki tonozlu bölüm olup, buradan avluya geçilmektedir. Girişin tam karşısında giriş eyvanından daha büyük olan beşik tonozlu dershane eyvanı bulunmaktadır. Yan bölümlerde üçer silindirik sütun ve dört sivri kemerli revakların arkasında beşik tonozlu dikdörtgen hücreler yer almaktadır. Ayrıca dershane eyvanının iki yanındaki beşik tonozlu köşe hücreleri birer kapı ile avluya açılmaktadır.
XIX.yüzyılda Bimarhane önemini yitirmiş, ipekböceği kozacılarının yeri olmuş, sonra da Amasyalı esnaf burayı depo olarak kullanmıştır. Erzincan depreminden sonra (1939) harap olmuş, 1945 yılında dış cephesi, 1992-1997 yıllarında tümü ile restore edilmiştir. Yapı 1999 yılından sonra Belediye Konservatuarı olarak kullanılmaktadır.