Ağrı – Kars- Iğdır arasında Aras güneyi sıra dağları ( Sinek yaylası) üzerinde volkanik bir arazide oluşan lav setti gölüdür.
Taşlıçay’a 28 ve Doğubayazıt’a 60 km. uzaklıkta (Taşlıçay D. Bayazıt ilçe sınırları arasında) ve yüz ölçümü 34. km. kare olan gölün derinliği 100 metreden fazladır. Deniz seviyesinden 2.250 metre yüksekliği ile yurdumuzun en fazla yüksekte oluşmuş tek gölüdür.
Göl yatağındaki kaynaklar ve çevreden inen çay ve pınarlarla beslenir. Gölün suyu tatlı ve temizdir. Fazla sular güney doğu ucundan gür güre adıyla D. Bayazıt ovasına akar. Doğubayazıt ilçesinin içme suyu da bu gölden gitmektedir.
Sazan balığı ve ünlü kırmızı pullu (Kızıl alabalık) alabalığı vardır. Göldeki Kızıl pullu balıklar kırık çıkık gibi ortepetik tedavilerinde ilaç olarak kullanılır.
Gölün çevresinde yazın karpuz çatlatan buz gibi pınarlar vardır. Balık Gölünün etrafını çevreleyen buz gibi kaynaklar, Anadolu’ nun en güzel sularıdır. Göl, doğal bir güzelliğe ve sade bir güzelliğe sahiptir. Doğu Anadolu’ nun Abant’ ı sayılmaktadır. Gölün kuzey tarafında üzerinde tarihi kalıtılar bulunan dört dekar genişliğinde küçük bir ada vardır. Adaya motorlu ve kürekli kayıklarla gitmek mümkündür.
Gölün kuzey doğusunda dört dekarlık tarihi yapı kalıntıların bulunduğu bir adacık vardır. Çevresi ağaçsızdır. Güney kenarındaki küçük şeritler halinde, düzlüklerde iyi çayır olur. Çok dik olan batı kıyısı oldukça bitektir. Buralar orman kalıntılarıdır. Balık gölü ilk bahar ve yaz mevsimlerinde doyumsuz bir güzelliğe kavuşur.
Kış mevsiminde gölün üzeri tamamen donar. Kalınlığı 20 cm. olan buzların üzerinde hayvanlar arabalar bile geçer, burası buz üzerinde yapılan kış sporları için elverişlidir. Gölün güney kısmında plaj sitesi ve turistik tesisler vardır.
Balık Gölüne Taşlıçay merkezden Doğubayazıt Suluçem-Musum ayarımı üzeri yolları ile gidilmektedir. Yazları günübirlik geziler için ideal bir mekândır. Tüm gürültülerden uzak bir hafta sonu için; soğuk pınarları ve leziz alabalığı ile misafirlerini beklemektedir.
Doğubayazıt'taki Balık Gölü'nde araştırma yapan Avusturyalılar göldeki alabalığı ilk kez burada gördüklerinden "bu endemik bir alabalık alt türü" sonucuna varıyor. Aslında bu göldeki alabalık ile Abant alabalığı aynı türler. Diagnostik (pul sayıları, solungaç dikenleri, omur sayıları) ve morfolojik yapıları Abant alabalığıyle neredeyse aynı ve onun gibi siyah benekli ve aynı desenli. Daha fazla araştırma yapıldığında büyük olasılıkla iki göldeki alabalıkların aynı olduğu, Abant alasının endemik olmadığı anlaşılacak.