Akören I ve Akören II olarak adlandırılan iki farklı noktada bulunan harabeler, bölgedeki en ilgi çekici kalıntıları barındırır. Yöresel adı Göveren olarak da bilinen Akören, kimi kaynaklara göre Roma döneminde kurulmuş olan ve bugüne değin yayla olarak kullanılan bir merkez olarak bilinmektedir. Ancak bölgede yapılan araştırmalar, birbirine yakın iki yerleşim bölgesinden oluşan örenyerindeki kilise kalıntılarının, mimari özellikleri ve duvar süslemeleri de göz önünde tutulduğunda Geç Roma ve Bizans döneminden kalma yapılar olduğunu ortaya koymuştur. İki farklı bölge, bugün Akören I ve Akören II olarak tanımlanmaktadır.
Akören I
Akören beldesinin yaklaşık 1-2 kilometre üst tarafındadır. Bulgulara göre Akören I örenyerinde Bizans dönemine ait yaklaşık 30-40 taş ev bulunmaktadır. Köy merkezinde, dar sokak aralarındaki birbirine bitişik evlerin arasında genişliği yaklaşık 18 metre, eni yaklaşık 14, 1 metre olan "üç kubbeli" bir kilise mevcuttur. Kilisenin güney kapısının üstündeki kalker taşından yapılma konsolun üzerinde 572 (M. S.553) tarihi yazılmıştır. Kilisenin Bizanslılar tarafından restore edildiği düşünülmektedir. İlgi çekici kilise kalıntıları arasında yağ yapımında kullanılan formda bir taş bulunmaktadır.
Akören II
Akören beldesinin doğusuna doğru gidildiğinde, yaklaşık 1-2 kiilometre sonra bir tepe üzerine kurulmuş olan Akören II örenyerine ulaşılır. Akören II örenyerine ulaştığınızın en belirgin göstergesi, toprak yoldan da görünen, bir tepe üzerine inşa edilmiş kilise kalıntılarıdır. Akören II bölgesinde bugün harap halde bulunan 2 kilisenin duvarları ayakta kalabilmiştir.
Akören II örenyeri, "Kayabaşı" diye adlandırılan bölgede, yerleşim alanının doğu ve batı düzleminde sıralanan, birbirine oldukça sık biçimde duran, 30 ila 50 evden oluşmaktadır.
Yerleşim bölgesinin ayakta kalan üç yapısından ikisi kilise, biri de "yıkılmazlığı simgeleyen" ağır kalker taşından yapılmış mezar odasıdır. Kilisenin batısındaki duvarların önünde haç ve dekoratif mofilerle süslenmiş iki adet kesme dikili taş bulunmaktadır. Kilise duvarlarındaki birden fazla yazıtta (M. S.525) yazmaktadır.